Manşet Haber 23.04.2017 22:12:12 0

'ZULME ASLA RAZI OLMAYACAĞIZ!'

'ZULME ASLA RAZI OLMAYACAĞIZ!'

Furkan Vakfı, Adana’da gerçekleştirmek istedikleri, ancak polisin sert müdahalesi sonucu yapamadıkları toplantı ile ilgili yazılı açıklama yaptı. etti.
'Zulme asla razı olmayacağız!' denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Furkan Vakfı’nda
22 Nisan Cumartesi Günü Neler Yaşandı!
Vakfımızın konferansları 3 yıldır çeşitli yollarla engelleniyor ya da son anda iptal ediliyor. Furkan Vakfı yetkilileri ve gönüllüleri bu durumu 3 yıldır gündeme taşıdığı halde hiçbir çözüm getirilmediği gibi engellemeler her geçen gün artarak devam ediyor.
Vakfımızın, İslam Ümmetinin kurtuluşa susadığı şu dönemde, çağına mucizevi kurtuluş getiren Efendimizi hatırlamak ve O’nu daha iyi anlamak ve davasının farkına vararak hayırlı bir ümmet olmak için bu hafta sonu Adana’da gerçekleştirmeyi planladığı “Model İnsan Hz. Peygamber” konulu Kutlu Doğum Programı son anda Valilik tarafından iptal edildi.furkan
Program için Aqualand Kır Düğün Salonu tahsis edilmiş tüm duyuru çalışmaları bu adres üzerinden yoğun bir şekilde yapılmıştı. Ancak düğün salonu sahibinin, bir takım kimseler tarafından tehdit edildiğinin bilgisinin gelmesinin hemen ardından program için tahsis edilen yer Adana Valiliği tarafından iptal edildi.
Aqualand Kır Düğün Salonunun Adana Valiliği kararı ile iptal edilmesi üzerine bu defa programı Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosunda gerçekleştirebilmek için yeni başvurular yaptık. Adana Büyük Büyükşehir Belediyesinden izin alınmasına rağmen yaklaşık 10.000 kişilik bir katılımının beklendiği programın Mimar Sinan Açık Hava tiyatrosunda gerçekleştirilmesine de izin verilmedi.
Bu iptaller üzerine Vakfımız bünyesinde 22 Nisan Cumartesi saat 17.30’da Atatürk Parkında basın açıklaması yapma kararı ilan edildi.
Bize gelen program iptali ile ilgili kararda basın açıklaması yasağı bulunmuyordu.
Adana’da Atatürk parkında İptal edilen Dev Kutlu Doğum Organizasyonumuz için ve geçtiğimiz günlerde hükümete çok yakın isimlerden Cem Küçük’ün Müslümanlar hakkında manyak tipler demesi hakkında gerçekleştirmeyi planladığımız basın açıklamasına katılan yaklaşık 10 bin kişiye izinsiz olduğu gerekçesi ile polis acımasızca müdahale etti.furkan6
Adana Atatürk Parkı önünde toplanmaya başlayan kardeşlerimize bir anda ani polis müdahalesi başladı. Hatta Emniyet güçlerinden gelen anonslarda 3 dk içinde yerlerinden ayrılmaları istendi. Henüz ne olduğunu bile anlamayan katılımcıların üzerine bir anda gazlı ve tazyikli su sıkılmaya, bayan erkek ayırt etmeksizin coplarla saldırılmaya başlandı. Hatta 12 yaşındaki çocuklara dahi copla saldırı gerçekleşti. Görgü şahitlerine göre bir küçük bebeğin bile yüzü hedef alınarak gaz sıkıldı. Geri çekilmeye çalışan erkeklerden bazıları siyah araçlarla takip edilerek ara sokaklara sıkıştırılarak ağzı yüzü kan içinde kalana kadar dövüldü. Yoğun gazdan etkilenerek bayılan bir kişi baygın halde arkadan kelepçelendi ve daha nice zulümlerin yaşandığı bu acımasız müdahalede binlerce insan emniyet güçleri tarafından eziyete uğradı. Atatürk Caddesi üzerinde ayrı noktalarda yaşanan bu acımasız müdahale üzerine onlarca kardeşimiz hastaneye kaldırıldı ve 100 yakın kardeşimiz gözaltına alındı.
Katılımcıların bulunduğu yere gelmek isteyen Alparslan Kuytul Hocaefendi ve eşi Semra Kuytul Hocahanım’ında içinde bulunduğu araç yolda durduruldu. Hocaefendi ve etrafındakilerin araçlarından inmesiyle birlikte onlarda Tomalı ve gazlı müdahaleye maruz bırakıldılar.
Buna rağmen Furkan Hareketi mensupları vazgeçmediler ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bulunduğu yere ilerlemeye devam ettiler. Bulundukları yerden ayrılıp Hocaefendi’nin bulunduğu yere gelmeye çalışan ve Hocaefendi ile birlikte diğer caddeye doğru yürüyen kalabalığı TOMA’lar takip ederek tazyikli suya karıştırılmış gaz sıkmaya devam etti. Buna rağmen yoluna devam eden katılımcılar Adana Merkez Parkta toplandılar. TOMA’lar merkez parka da giriş yaparak gaz sıkmaya devam etti. Adana Merkez Camii duvarında önünde yüksek bir taşa çıkarak halka hitap etmeye çalışan Hocaefendi orada da Çevik kuvvetin müdahalesiyle karşılaştı. Binlerce insanın bir araya geldiği Merkez Parka ilerleyen Çevik kuvvet ekiplerin ve TOMA’ların gazlı müdahalesine karşılık binlerce kişi Adana Sabancı Merkez Camiin avlusuna girdi. Orada bir araya gelen yaklaşık on bin kişiye müdahale etmekten aciz kalan emniyet güçleri o esnada bir şey yapamadı ve etrafında etten duvar örülen Alparslan Kuytul Hocaefendi önce megafon kullandı fakat sonrasında alana ulaştırılan mikrofonu da kullanarak önemli açıklamalarda bulundu. Daima sloganlarla desteklendiği konuşmasının ardından Basın açıklamamıza katılmak üzere gelen yaklaşık on bin kardeşimiz yapılan tüm zulümlere rağmen bir çiçeğe bile zarar vermeden sessizce dağıldı.furkan7
Hayatında bir taş bile atmamış bizlere karşı yapılan bu acımasız zulmü şiddetle kınıyoruz.
Destek veren tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyoruz.
Sosyal medyadan bu yaşadığımız olaylar hakkında kınama mesajı yayınlayanlara da teşekkür ediyoruz. Böyle bir zamanda haklının ve mazlumun yanında durabilmek artık ayrı bir yürek istiyor..
Bize bu zulmü yapanlar bilsinler ki; yapılan bu zulmü her yerde duyuracağız ve zulme asla razı olmayacağız!”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°