12 EYLÜL DARBESİ ETKİLERİ DEVAM EDİYOR

12 EYLÜL DARBESİ ETKİLERİ DEVAM EDİYOR

Ülkeye Demokrasi gelecek diye yapılan Askeri darbe.
Darbe sonrası, cezaevinde işkence sonucu 171 kişi toplamda 300 kişi öldü.
50 kişi idam edildi, 650 Bin kişi göz altına alındı, 230 Bin kişi yargılandı.
Aslında o gün olan tam bir insan avıydı.
Fikri Demokrasi olan darbenin fotoğrafı buydu.
O gün o darbeyi yapan askerlerin yaptığı anayasa
Yüzde 92 ile geçti, yani halk bir şekilde askeri darbeyi destekliyordu. Gerçi 40 yıl sonra yargılanan darbeyi yapan generalleri tükürerek protesto edende bu halktı.
O darbe protesto hakkını kaldırmıştı, yani sadece idamlar değildi. Demek ki kaybolan Demokrasi lafı sadece lafta.
Sonrası malum en büyük darbe sendikal faaliyetler, yani işçiye vurulan en büyük darbe işverene verilen lütuflar.
Şimdi yüzde 14’lere düşen sendikal faaliyetler toplu sözleşmelerinde yüzde 7-8’lere düştüğünü görürsünüz.
Aslında o darbe bu günlere hazırlık olmuş, ABD yetkililerin “bizim çocuklar” başardı lafı ülkenin üretimden vazgeçip egemen güçlerin boyunduruğuna girdiğini gösteriyordu.
Darbecilerin ilk yaptığı neydi? Yunanistan’ın NATO’ya alınmasına evet demişlerdi.
Peki,
O günkü darbenin bu güne etkileri neydi?
Bu günde sendikal faaliyetler düşük, bu günde kişisel protestolar yasak, garip olan Anayasa’da protesto hakkı olmasına rağmen engelleniyor.
Ekonomi o günde kötüydü, bu günde kötü.
Hep bu söylenen hastanelerde sabahın beşinde gitmek zorundaydık, üstüne tüp kuyruklar vardı lafı aslında siyasi avantaj kazanmak isteyenlerin her zaman o günkü şartlar sığındığı şey, şimdi sanki kuyruk yok, sanki ekonomi uçmuş, sanki kişi hakları protesto hakkı varmış gibi.
Çok uzun şeyler yazıp can sıkmayacağım, artan teknoloji ve gelişen Dünya düzenine elbet ayak uydurup bir şeyle olacak,
Şunu da belirterek bitirirsem yanlış olmaz, “en kötü Demokrasi bile Askeri darbeden iyidir” .

Süleyman YALÇIN

17.09.2021 21:35:04

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI