13 yaşındaki işçinin ölümü mecliste
Manşet Haber 22.03.2013 17:45:28 0

13 yaşındaki işçinin ölümü mecliste

13 yaşındaki işçinin ölümü mecliste

chplogoCHP'li Sezgin Tanrıkulu, 18 yaş altında Adana'da 13 yaşındaki Ahmet Yıldız'ın çalıştığı yerde yaşanan iş kazasında hayatını kaybettiğini hatırlatarak, 'Kayıt dışı çalışan 18 yaş altında çalışan kaç kişi bulunmaktadır? Sermaye uğruna makine'...

CHP'li Sezgin Tanrıkulu, 18 yaş altında Adana'da 13 yaşındaki Ahmet Yıldız'ın çalıştığı yerde yaşanan iş kazasında hayatını kaybettiğini hatırlatarak, 'Kayıt dışı çalışan 18 yaş altında çalışan kaç kişi bulunmaktadır? Sermaye uğruna makine çarklarına çocuk kanını bulaşmasına emekçi ölümlerinde olduğu gibi seyirci olunmaya devam edilecek midir?' diye sordu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik tarafından yazılı olarak yanıtlanması talebiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, yapılan araştırmalara göre; 2002-2012 yılları arasında Türkiye'de 11 bin emekçinin yaşanan iş kazalarında hayatını kaybettiğini belirtti. Avrupa'da emekçi ölümüyle birinci sırada yer alan Türkiye'de 'neredeyse dakikalara varacak' bir süre zarfında emekçilerin hayatını kaybettiğini belirten Tanrıkulu, 'Katliama ve cinayete dönüşen bu ölümlere önlem alınmadığı gibi akla izana sığmayacak söylemlerle yüreklerde yaşanan acılara adeta tuz basılmaktadır' dedi.

Soru önergesinde, Adana'da 13 yaşındaki Ahmet Yıldız'ın 100 TL karşılığında çalıştığı iş yerinde pres makinasında can verdiğini de hatırlatarak, 'İktidarın sürekli sermaye yanlısı politikaları ve ölümlere 'Ne güzelde ölüyorlar' nitelendirmeleri Türkiye'de AKP iktidarıyla hayatın yok pahasına olduğunu kanıtlamaktadır. 4+4+4 düzenlemesi ile birlikte yüz binlerce çocuk okullarından uzaklaşmış, çoğunluğu aileleriyle birlikte hayatta tutunmak için ucuz iş gücü olma adayı olmuştur' diyen Tanrıkulu, şu soruları yöneltti:

'-Türkiye'de 18 yaş altında çalışan kaç kişi bulunmaktadır? Çalışma alanlarına göre dağılımları nelerdir?

-4+4+4 düzenlemesi ile birlikte okullarından uzaklaşan ve çalışmaya başlayan kaç çocuk bulunmaktadır? 4+4+4 düzenlemesi sonucunda çocuklarımızın ucuz iş gücü olmasını engelleyecek bir girişim olacak mıdır? Yoksa sermaye uğruna makine çarklarına çocuk kanını bulaşmasına emekçi ölümlerinde olduğu gibi seyirci olunmaya devam edilecek midir?

-Ülkemizde kayıt dışı çalışma oranlarının 2002 - 2013 yılları arası dağılımı nedir?

-Kayıt dışı çalışan 18 yaş altında çalışan kaç kişi bulunmaktadır?

-2002-2013 yılları arasında 18 yaşında olup çalışarak can veren kaç kişi bulunmaktadır? Yıllara göre dağılımı nedir?

-İktidarın 3 çocuk söylemlerinin gerekçeleri çalışan nüfusu arttırmaya yöneliktir. Can kaybının artık dakikalara tekabül ettiği bir ülkede iktidarınızın 'Ne güzelde ölüyorlar' nitelendirmesi hala geçerliliğini korumakta mıdır?

-İş güvenliği ve sağlığı konusunda, her emekçi ölümünde yetersiz kalındığı tarafınızdan itiraf edilmektedir. Buna rağmen mensubu olduğunuz Parti tarafından bu konuda verilen önergeler sürekli reddedilmektedir. Bu doğrultuda sözleriniz sadece protokol gereğini mi yansıtmaktadır?

-Geçim sıkıntısının nefes aldırmadığı ülkemizde, 100 TL karşılığında masum hayaller pres makinesinde sonlanmaktadır. Bu sonuçlar Başbakan Erdoğan ve iktidarınızın 3 çocuk dayatma politikasının sonucuna dair bir ipucu vermektedir midir? İktidarınız için öncelik güvenli ve aydınlık bir gelecek mi yoksa sermaye dişlisinin doymadığı kana yenilerine eklemek midir?

-İş kazaları ve emekçi ölümlerini engelleyecek ne tür çalışmalar yapılmaktadır? Hayata geçirilen bir uygulama var mıdır? Varsa nelerdir?

-Yaşanan ölümler sonucunda denetleme vb. ihmali olan kaç kamu görevlisi 2002 - 2013 yılları arasından soruşturma geçirmiş veya görevlerinden alınmıştır?'(ANKA Ajansı)

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°