14. ULUSLARARASI TURUNÇGİL KONGRESİNE HAZIRLIK
Manşet Haber 28.09.2022 08:02:51 0

14. ULUSLARARASI TURUNÇGİL KONGRESİNE HAZIRLIK

14. ULUSLARARASI TURUNÇGİL KONGRESİNE HAZIRLIK

14. Uluslararası Turunçgil Kongresi 6-11 Kasım 2022’de Mersin’de gerçekleştirilecek. 60 ülkeden 2 bin 500’e yakın katılımcı bekleniyor.
Geçen yıl yapılması planlanan ancak coronavirus pandemisi nedeniyle bu yıla ertelenen Uluslararası Turunçgil Kongresi’nde bildiriler, sunumlar, teknik ve turistik geziler, sosyal etkinlikler düzenlenecek. Ayrıca kongre bitiminde Mersin Narenciye Festivali gerçekleştirilecek. Kongre kapsamında Turunçgil Expo yapılması da planlanıyor.
60 Ülke 2500 Katılımcı
Kongrenin paydaşlarından Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz’ı ziyaret etti. Rektör Prof. Dr. Tuncel’e Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Neslihan Boyan da eşlik ederken, ziyarette Ulusal Turunçgil Konseyi Yönetim Kurulu Üyeleri ÇÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Özkaya ile Mehmet Ateş de bulundu.
Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kaçmaz, ilki 1968 yılında Amerika’da gerçekleştirilen Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin bu tarihten itibaren her 4 yılda bir turunçgil üreticisi ülkelerin katılımı ile dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirildiğini belirtti.
Rektör Prof. Dr. Meryem Tuncel, 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin, Türkiye’nin önemli turunçgil merkezlerinden olan Çukurova Bölgesi’nin bu potansiyelinin tüm dünyaya tanıtılmasına önemli katkılar sağlayacağını ifade ederek, Çukurova Üniversitesi olarak Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olan kongrenin paydaşı olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Çukurova Üniversitesi olarak sanayide olduğu gibi üniversite-tarım işbirliğine de büyük önem verdiklerini ifade eden Tuncel, Çukurova Üniversitesi Subtropik Meyveler Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin 150 tür narenciyeyi bünyesinde barındırarak yerli gen kaynaklarını narenciye koleksiyonu bahçesiyle korunduğunu söyledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°