18. AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ’NİN ÖDÜLLÜ FİLMLERİ 9 MAYIS
KÜLTÜR-SANAT 6.05.2022 23:39:21 0

18. AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ’NİN ÖDÜLLÜ FİLMLERİ 9 MAYIS'TA Ç.Ü'DE

18. AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ’NİN ÖDÜLLÜ FİLMLERİ 9 MAYIS'TA Ç.Ü'DE


Türkiye’de kısa film alanında platform oluşturma hedefiyle yola çıkan ve 18 yıldır alanında öncü etkinliklerden biri olan Akbank Kısa Film Festivali’nin ödüllü filmleri, 6 Nisan – 18 Mayıs tarinleri arasında Türkiye genelinde 28 ilde toplam 41 üniversitede gençlerle buluşuyor. 





Ödüllü filmler 9 Mayıs’ta Adana Çukurova Üniversitesi, İF Stüdyo Sinema Salonu’nda saat 14:00’da ücretsiz olarak izlenebilecek.





Etkinlik kapsamında 18. Akbank Kısa Film Festivali’nin yarışma bölümüne katılan 68 ülkeden toplam 2.081 film arasından ULUSAL KATEGORİ EN İYİ KISA FİLM ÖDÜLÜ’nü kazanan yönetmenliğini Ayçe Kartal’ın üstlendiği “Kıyamette İyi Görünmeliyim”, ULUSLARARASI KATEGORİ EN İYİ KISA FİLM ÖDÜLÜ’nü kazanan Adrian Moyse Dullin‘in “The Right Words” filminin yanı sıra ulusal ve uluslararsı kategoride mansiyon almış olan Can Merdan Doğan’ın Stiletto, Merve Bozcu’nun Plastik Rüya, Olha Zhurba’nın Dad’s Sneakers ve Hugo Covarrubias’nin Bestia filmleri ücretsiz olarak izlenebilecek.





Ayrıca bu sene ilk kez, 20 yaş ve altı gençlerin kısa filme olan ilgilerini festival bünyesinde toplamaya ve bu alandaki üretimleri teşvik etmeye yönelik başlatılan Genç Bakışlar Yarışmasında En İyi Kısa Film ödülünün sahibi Baturay Tunçat'ın Gün Işığı filmi ve mansiyon alan Yunus Emre Akkuş’un Sessizlik filmi ve İlayda İşeri’nin Çeşme isimli belgeseli gösterim programında yerini aldı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°