18 yılda 1 milyon izleyici
Manşet Haber 7.05.2016 21:29:14 0

18 yılda 1 milyon izleyici

18 yılda 1 milyon izleyici

Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali sona erdi.

Türkiye’nin en uzun soluklu tiyatro festivali unvanına sahip olan Adana Tiyatro Festivali, bu yıl 16 yerli, 7 yabancı oyun olmak üzere toplam 23 oyuna ev sahipliği yaptı.1462174548_02

Almanya, İspanya, Hollanda, Makedonya ve Gürcistan’dan tiyatro topluluklarının katıldığı festival, bir ay boyunca keyifli oyunlara, başarılı oyunculuklara ve atölye çalışmalarına sahne oldu. Ayrıca, İstanbul’da sahnelenen oyunlarla festival Adana’nın dışına taştı. Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde sahnelenen yerli oyunlar festival ruhunu İstanbullu sanatseverlere de yaşattı.

“Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü” Erdal Özyağcılar’ın oldu

Tiyatro sanatının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuş ustalara minnet ve saygı duymak amacıyla 2005 yılından bu yana her yıl verilen “Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün bu yılki sahibi Erdal Özyağcılar oldu. Usta isim ödülünü Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın elinden aldı.

“Guguklu Saat” Adanalılara keyifli bir açık hava gösterisi izlettirdi1462174548_06

Festivale İspanya’dan katılan Cia La Tal, sokak tiyatrosunun başarılı bir örneği olan ‘Guguklu Saat’ ile festivalin iki günü, Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi bahçesinde Adanalılara keyifli bir açık hava gösterisi izlettirdi. Müziğin başlaması ve çarkların hareketiyle saatin içinden çıkan şövalyeler ve palyaçoların münakaşası çocuklar kadar yetişkinlere de neşeli bir gün yaşattı.

Genç Sahne oyunları seyircilerden tam not aldı

Festival katılan profesyonel ekiplerin yanı sıra, genç oyuncular tarafından sahnelenen temsiller de seyircilerden tam not aldı. Tiyatro Alesta, Seyyar Tiyatro ve Ekip Tiyatrosu’nun sahnelediği oyunlar, tiyatro sanatının geleceğine dair umut verdi.

Atölye çalışmalarına Adana halkı yoğun ilgi gösterdi

Festival boyunca oyunlar kadar atölye çalışmaları da yoğun ilgi gördü. Uzman kişiler liderliğinde düzenlenen Karagöz Yapım ve Oynatımı, Kukla Yapım ve Oynatımı, Çocuklarla Maske Yapımı, Atık Malzemelerden Kostüm Yapımı, Deri El Sanatları Atölyesi, Aksiyon Stratejileri, Oyun Yazarlık Atölyesi ve Beden Yoluyla Macbeth’in Keşfi ile festival sahneden sokağa taşındı. Festivale renk getiren atölye çalışmaları, tiyatronun bütünleştiği farklı disiplinleri halkın deneyimlemesine olanak sağladı.

Festivali 18 yılda 1 milyona yakın seyirci takip etti

Her yıl tiyatro seyircisine, başarılı oyunculuklar ve farklı yorumlarla sahneye konan yerli ve yabancı oyunlar izlettiren festival, 18 yıldır Adana’nın kültür-sanat hayatını geliştirirken halkın da ufkunu açtı. Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, aynı zamanda Türkiye’de yerli ve yabancı sanatçıları buluşturan bir platform sağlamaya devam ediyor.

Adana Tiyatro Festivali, 18 yılda 42 farklı ülkeden 94 yabancı tiyatro grubunu, yerli ve yabancı 6 binden fazla sanatçıyı ağırladı. Türkiye’den özel tiyatrolar ve Devlet Tiyatroları’nın sahnelediği oyunlar da dahil toplam 339 oyun ve 730 temsil düzenlendi. Türkiye’nin birçok yerinden seyircinin akın ettiği Adana Tiyatro Festivali’nde sahnelenen oyunlar bugüne kadar 1 milyona yakın seyirci tarafından izlendi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°