2019 YILINDA DOĞUMLARIN YÜZDE 51.3’Ü ERKEK
Manşet Haber 21.05.2020 18:28:45 0

2019 YILINDA DOĞUMLARIN YÜZDE 51.3’Ü ERKEK

2019 YILINDA DOĞUMLARIN YÜZDE 51.3’Ü ERKEK






Canlı doğan bebek sayısı 2019 yılında 1 milyon 183 bin 652 oldu. Canlı doğan bebeklerin %51,3'ü erkek, %48,7'si kız oldu.





TUİK Adana Bölge Müdürlüğü verilerine göre, doğumların %3,1'i çoğul doğum olarak gerçekleşti. Çoğul doğum oranı 2012 yılından itibaren incelendiğinde, önemli bir değişim görülmedi. Çoğul doğumların 2019 yılında %96,4'ü ikiz, %3,4'ü üçüz ve %0,2'si dördüz ve daha fazla bebek olarak gerçekleşti.





İkiz doğumların %37,1'inde bebeklerin biri erkek biri kız oldu Çoğul doğumlar cinsiyete göre incelendiğinde, çoğul doğumlarda bebeklerin cinsiyetlerinin hepsinde aynı olması ihtimalinin daha düşük olduğu görüldü. İkiz doğumların 2019 yılında %37,1'inde bebeklerin biri erkek biri kız oldu. Diğer taraftan, ikiz doğumların %31,7'sinde her iki bebek erkek, %31,2'sinde ise her iki bebek kız oldu.





Üçüz doğumların %31,5'inde bebeklerin biri erkek ikisi kız oldu Üçüz doğumların 2019 yılında %31,5'inde bebeklerin biri erkek ikisi kız olurken %30,6'sında bebeklerin ikisi erkek biri kız oldu. Diğer taraftan, üçüz doğumların %20,7'sinde bebeklerin hepsi kız, %17,2'sinde ise bebeklerin hepsi erkek oldu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°