2022 TGC BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI
GÜNCEL 8.07.2022 13:57:47 0

2022 TGC BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI

2022 TGC BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri belli oldu.
2022 Basın Özgürlüğü Ödülü Seçici Kurulu, 5 Temmuz 2022 Salı günü saat 14.00’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde toplandı. Basın Özgürlüğü Ödülleri Seçici Kurulu'nda bu yıl; Adnan Özyalçıner (Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı), Altan Öymen(TGC Kıdemli Üyelerinden- TGC Onur Kurulu Başkanı –Yazar), Kenan Kocatürk (Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı), Nazan Moroğlu (İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı), Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu (İletişim Profesörü), Sibel Güneş (TGC Genel Sekreteri), Tuğrul Eryılmaz- (T24 Yazarı-Ödülü daha önce kazananları temsilen), Turgay Olcayto (TGC Başkanı) ve Zeynep Oral (PEN Türkiye Merkezi Başkanı) yer aldı. Zeynep Oral ve Kenan Kocatürk İstanbul dışında olduğundan toplantıya zoom üzerinden katıldı. Nazan Moroğlu görüşünü telefonla paylaştı. Seçici Kurul Başkanlığı’na Altan Öymen, yazmanlığa Sibel Güneş seçildi. Yapılan değerlendirme sonucunda şu kararlar alındı.
KİŞİ DALINDA
Siyasette seçim söylemlerinin yaklaştığı bir dönemde yurttaşların haber alma hakkını engellemek, tek tip gazeteci, tek tip haber yaratma amacıyla tutuklanan 16 Kürt gazeteci; Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Suat Doğuhan ile Zeynel Abidin Bulut’un şahsında mesleklerini yapmaları engellenen tüm gazetecilerle, tutuklu gazetecilere
KURUM DALINDA
İktidarın TBMM gündemine getirdiği; sansürü ve oto sansürü daha da derinleştirecek, basınla birlikte toplumsal muhalefeti de susturmayı, korkutmayı ve hapsetmeyi hedefleyen yasa teklifinin geri çekilerek 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ertelenmesini sağlayan Sansür Yasasına Karşı Direniş ve Dayanışma’ya ödül verilmesi kararlaştırıldı. Ödüllerin veriliş tarihi daha sonra açıklanacak.
TGC BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla her yıl kişi ve kurum dalında “Basın Özgürlüğü Ödülü” veriyor. “Basın Özgürlüğü Ödülü” basın özgürlüğünü savunan, bu uğurda çaba harcayan gazete, dergi, ajans, televizyon, radyo ve internet siteleriyle, düşünceyi ifade özgürlüğü için çaba harcayan akademik kuruluşlara, bu kuruluşlarda çalışmalarıyla öne çıkan kişilere veriliyor.
Ödül verilecek kişi veya kuruluşun basın özgürlüğünü savunma yolunda son bir yıl içinde yaptığı çalışmalar değerlendiriliyor. Ödüllere kişisel başvuru yapılabiliyor. Gazete, dergi, TV, Radyo, internet veya ajans kuruluşlarının yetkililerince ve TGC Yönetim Kurulu tarafından da ödüle aday gösterilebiliyor.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°