29 MAYIS’TA CAMİLER YENİDEN İBATE AÇILIYOR
Manşet Haber 24.05.2020 13:25:55 0

29 MAYIS’TA CAMİLER YENİDEN İBATE AÇILIYOR

29 MAYIS’TA CAMİLER YENİDEN İBATE AÇILIYOR






Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir salgın olarak ilan edilen koronavirüsün ülkemizde yayılmasını engellemek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığınca alınan tedbirler kapsamında; 16 Mart 2020 tarihinden itibaren cemaatle vakit namazlarının ve cuma namazlarının kılınmasına ara verilmişti.





18 Mayıs 2020 Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısında; Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda ilgili Bakanlıklar ve Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenecek kurallar çerçevesinde 29 Mayıs 2020 Cuma gününden itibaren öğle, ikindi ve cuma namazlarının camilerde cemaatle kılınabileceğine ilişkin karar alınDI. Bu doğrultuda Vali Mahmut Demirtaş, Adana genelindeki cami ve mescitlerde yapılması gereken çalışmaları görüşmek üzere ilgililerle bir araya geldi.









Valilik Toplantı Salonunda Vali Demirtaş’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya; Vali Yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, İl Jandarma Komutanı Gazi Demir, İl Müftüsü Hasan Çınar ile ilgili yetkililer katıldı.





Vali Demirtaş toplantıda yaptığı açıklamada; salgınla mücadelede Adana genelinde birçok çalışma gerçekleştirdiklerini ve çalışmalardan iyi sonuçlar aldıklarını belirterek virüsten korunmanın en önemli aşamasının her bireyin belirlenen kurallara dikkatle uyarak kendini koruması olduğunu kaydetti. Vali Demirtaş, “29 Mayıs’tan itibaren öğle, ikindi ve cuma namazlarının camilerde cemaatle kılınabileceği yönündeki karar doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz toplantımızda ilimizde yapılması gereken tüm çalışmaları ayrıntılı bir şekilde ele aldık. İlimiz genelinde bulunan cami ve mescitlerde cemaatle gerçekleştirilecek ibadetler sırasında vatandaşlarımızın Bilim Kurulu, ilgili Bakanlıklar ile Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenen kurallara riayet etmeleri amacıyla planladığımız tüm çalışmaları koordineli bir şekilde yürüteceğiz. Bu konuda herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceğine olan inancım tam.” Dedi.





Vali Demirtaş, salgını en az hasarla atlatabilmek için çalışmaya aynı kararlılıkla devam edeceklerini belirtti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°