3 fakültenin adı var, binası ve öğrencisi yok
Manşet Haber 30.10.2012 22:14:32 0

3 fakültenin adı var, binası ve öğrencisi yok

3 fakültenin adı var, binası ve öğrencisi yok

Adana(Ulus)--Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, yeni kurulan Eczacılık Fakültesi, Ceyhan Mühendislik Fakültesi ve Kozan İşletme Fakültesi'nin öğrencisi ve Fakülte Binası bulunmadığını açıkladı.

Mithat Özsan Anfisi’nde düzenlenen Çukurova Üniversitesi’nin 2012-2013 Akademik Yılı Açılış törenine Vali Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ve çok sayıda konuk katıldı. Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, açış konuşmasında üniversiteye bağlı 15 Fakülte bulunduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Eczacılık Fakültesi, Ceyhan Mühendislik Fakültesi ve Kozan İşletme Fakültesi'nin öğrencisi ve Fakülte Binası bulunmamaktadır. Güzel Sanatlar Fakültesi ile Hukuk Fakültesi ise başka Fakültelerimize ait binalarda zor koşullarda eğitim-öğretim vermektedirler. Ayrıca, Sivil Havacılık Yüksekokulu, Tufanbeyli Meslek Yüksekokulu, Feke Meslek Yüksekokulu ile Aladağ eslek Yüksekokulu'nun da öğrencisi ve binası bulunmamaktadır.
Öncelikli hedeflerimizden biri de bu Fakülte, Yüksekokul ve Meslek Yüksekokullarına bina temin ederek bunları faal hale getirmek olacaktır. Ancak, tüm bu yatırımların sadece kamu kaynakları ile yapılması oldukça uzun bir zaman alacağından, bu konuda hayırseverlerin desteğini de beklemekteyiz. Ayrıca, ilk kurulan bazı fakültelerimizin fiziki ve teknolojik altyapısında ciddi sorunlar bulunmakta olup, zaman kaybetmeden yenileme çalışmalarının başlatılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, yaklaşık 1 ay sonra, Aralık ayı içinde Merkez Yerleşkemizdeki İletişim Fakültesi'ne ait ek stüdyo binalarının, Hukuk Fakültesi Binasının ve Yumurtalık Meslek Yüksekokulu binasının temelini atacağız. Gelecek yılın başında ise Mühendislik Fakültesi'nin ek binasının temelini atacağız. Ayrıca, gelecek yıl içinde Merkez Yerleşkede yapacağımız Eczacılık Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Ceyhan Veterinerlik Fakültesi'nin bina projeleri hazırlanarak ihale aşamasına getirilecektir. Şuan içinde bulunduğumuz Mithat Özsan Amfisi'ni de önümüzdeki yıl yenilemeyi planlamaktayız.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°