3 Milyon Lirayı Bağışladılar
Manşet Haber 12.04.2016 10:42:22 0

3 Milyon Lirayı Bağışladılar

3 Milyon Lirayı Bağışladılar

Türkiye genelindeki 58 Toyota bayisinin ortak kararıyla, çocuklar için kullanılmak üzere 3 milyon TL Mehmetçik Vakfı, Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) ve LÖSEV  kurumlarına bağışlandı.

Toyota’nın Kartal’daki Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen törenle 3 milyon TL’lik bağış, üç kuruma birer milyonluk çekler olarak; TSK Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü E. Tümgeneral Tamer Büyükkantarcıoğlu, ZİÇEV Genel Başkanı Ülay Karakoç ve LÖSEV Yönetim Kurulu ve Vakıf Başkanı Dr. Üstün Ezer’e Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt ve Toyota bayileri tarafından takdim edildi. Vakıf başkanları tarafından törende yapılan konuşmalar duygusal anlara yol açarken, salonu dolduran Toyota Türkiye yöneticileri ve bayilerin temsilcileri göz yaşlarını tutamadı.toyota_bagis

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, “Bayilerimize 50 bin satış hedefini geçmemiz halinde ödül gezisi hediye edeceğimizin sözünü vermiştik. 2015 yılı sonunda bu hedefimize ulaştık ve yakın geçmişte yaptığımız bir toplantıda bayilerimiz kendi aralarında almış oldukları bu kararı bize bildirdiler. Duyduğum anda çok duygulandım. Öncelikle kendileriyle sadece gurur duymak değil, onur duyduğumu da ifade etmek isterim. Ben bayilerimize ‘Toyota Kahramanları’ diyorum. Şimdi bu söylemimin ne kadar doğru olduğunu bir kere daha gösterdiler. Çünkü onlar bulundukları illerde yatırımlar yapıyor ve ekonomiye katkıda bulunuyorlar. İstihdam yaratıyor ve vergi ödüyorlar. Her Toyota bayisi, kendi illerinde mutlaka en az bir faydalı projenin içerisinde yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra bu örnek davranışları da kahramanlıklarının ispatı oldu” dedi.

Bozkurt sözlerine şöyle devam etti, “Bir otomotiv markasının yöneticisi olarak hedefim; kendi markamı her anlamda en üst seviyeye çıkarmaktır. Ama ben hiçbir zaman sadece bu hedefe odaklanan bir yönetici olmadım. Her zaman topluma, insana ve ülkeme yarar sağlayacak ne yapabilirim diye düşünürüm. Bunu bayilerimiz, kendi çalışanlarımız, iş ortaklarımızla paylaşır ve onların da bu konulara odaklanmalarını beklerim.

Her kurumun topluma faydalı bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Sadece kurumların değil, kendi ölçeklerinde her bireyin topluma ve bu ülkeye faydalı en az bir iyi şey yapmasını gerektiğini savunuyorum. Düşünün, 78 milyon kişiyiz, herkesin en az bir iyi şey yaptığı bir Türkiye nasıl bir yer olur? Aslında, bu bağışı sessiz sedasız yapma kararı almıştık. Ancak, toplum yararına çalışan kurumlardan aldığımız bir uyarı, bu tür bağışların duyurulmasının, diğer kurum ve firmalara da örnek olması açısından önemli olduğu yönündeydi. Bu nedenle, ben de bunun duyurulmasına taraf oldum. Bayilerimizin bu davranışı umarız ki, başka kurum ve firmalara ve hatta şahıslara örnek olur.”

Toyota bayileri adına konuşan Serdar Akyurt geleceğimiz olan çocuklarımız için iyi bir şeyler yapmak istediklerini belirterek “Toyota bayileri olarak onurluyuz. Vizyonumuz doğrultusunda aldığımız bu kararla topluma öncü olmak istedik. Çocuklarımızın geleceği ülkemizin geleceğidir. Bizler buna yürekten inanıyoruz’’ dedi.

TSK Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü E. Tümgeneral Tamer Büyükkantarcıoğlu da Vakıf’tan 7 bin 500 Mehmetçiğin ve yakınının yardım aldığını 1.372 çocuk ve gence de eğitim yardımı yaptıklarını söyleyerek “Türk halkının birlik, beraberlik ve paylaşmaya verdiği önemin en güzel örneğini bugün burada yaşadık. Toyota bayilerine bu duyarlılıklarından dolayı teşekkürlerimizi sunarız’’ diye konuştu.

ZİÇEV Genel Başkanı Ülay Karakoç ise “1982 yılında 4 çocukla vakfımızı kurduk. Bugün ulaştığımız sayı on binleri geçiyor. Onları eğitimle topluma kazandırmak en büyük arzumuz. Zihinsel engelli çocuklarımızın geleceği için bu bağış en iyi şekilde değerlendirilecektir. Toyota’ya şükranlarımızı sunuyoruz’’ dedi.

LÖSEV Yönetim Kurulu ve Vakıf Başkanı Dr. Üstün Ezer de bayilere seslenerek, kanserin şu andaki en büyük tehdit olduğunu bir kez daha dile getirdi ve şunları söyledi, “Türkiye’de yılda 200 bin kişi kansere yakalanıyor. Bildiğiniz gibi LÖSEV artık çocuklara olduğu kadar yetişkinlerin kanser vakalarıyla ilgileniyor. Kanseri tedavi etmedeki başarı oranımız LÖSEV olarak yüzde 20’lerden, yüzde 92’lere ulaştı. Çünkü biz hastalarımıza büyük bir sevgiyle yaklaşıyoruz. Sizler bu çocuklarımızı düşündünüz ve katkılarınızla kansere savaş açtınız. Sizi temin ederim ki; LÖSEV yaptıklarından daha fazlasını yapacak ve vakalardaki başarı oranımızı yüzde 100’e kadar çıkaracak” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°