30 camide, 15 bin kişiye aşure
Manşet Haber 1.12.2012 15:09:37 0

30 camide, 15 bin kişiye aşure

30 camide, 15 bin kişiye aşure

Adana(Ulus)--Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Muharrem ayı dolayısıyla Yüreğir deki camilerde aşure ikramı yaptı.  de 30 ayrı camide 15 bin kişiye aşure dağıtıldığı bildirildi.

Fet Ahmet Gülşen Camii’nde vatandaşlarla birlikte aşure programına katılan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Muharrem ayının tüm inananlara hayırlı olmasını temenni etti. Vatandaşlarla birlikte aşure yiyen ve sohbet eden Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan millet olarak bizi bir arada tutan milli ve dini günlerin anlamına uygun olarak en güzel şekilde kutlanması gerektiğini belirtti.

Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan  ‘Bizi bir arada tutan milli ve dini günlerimizi amacına uygun olarak hep beraber anmalı, anlamalı ve kutlamalıyız. Bugün Hicri ayların birincisi olan Mübarek Muharrem ayını (aşure ayını) hep birlikte kutluyoruz. Bu ayın diğer aylar arasında farklı bir yeri var. Çünkü içinde 10 peygambere 10 ikramın verildiği aşure gibi önemli bir günü barındırıyor. Ayrıca bu ay bizler için Hz. Peygamberimizin aziz torunu hazreti Hüseyin’in de şehit edildiği aydır. Peygamberlere bahşedilen nimetleri ve Hz Hüseyin’e yapılan zulümleri anma anlama ayıdır Muharrem. Bugün tutulan oruçlarda şükür, yapılan törenlerdeki hüzün bir kutlu yolun ibretlik duraklarındandır. Tüm inananların Mübarek Muharrem ayı kutlu, Kerbela şehitlerinin ruhu şad olsun. Aşure geleneğini yaşatmak, tatlı yemek tatlı konuşmak kültürümüzün bir güzel uygulamasıdır onu yaşatmaya ve genç kuşaklara aktarmaya çalışıyoruz ‘’ dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°