“4 Mayıs Saray Darbesi 28 Şubat’ı da aşmıştır”
Manşet Haber 6.05.2016 22:22:56 0

“4 Mayıs Saray Darbesi 28 Şubat’ı da aşmıştır”

“4 Mayıs Saray Darbesi 28 Şubat’ı da aşmıştır”

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Ahmet Davutoğlu’nun kaçak sarayda gerçekleşen görüşmenin ardından AKP Genel Başkanlığından ayrılmasının sivil görünümlü bir darbe olduğunu söyledi. Bu durumu  “4 Mayıs Saray Darbesi” olarak adlandıran Barut, “4 Mayıs Saray Darbesi’nin 28 Şubat’tan farkı Davutoğlu’nun ‘Yol arkadaşım’ dediği, ‘Dava arkadaşım’” dediği bir kişi tarafından bu darbenin gerçekleştirilmiş olmasıdır” dedi. 23 milyon 600 bin kişinin oyuyla seçilen Davutoğlu’nun milli iradeye sahip çıkıp darbeye direnmek yerine boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırladığını vurgulayan Barut, “Yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter geçmişimizi bir diktatörün beklentilerine teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.CHP - 4 MAYIS SARAY DARBESİ1

CHP Adana İl Başkanlığı Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına eski Kültür ve Turizm Bakanı Timuçin Savaş, eski milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hurşit Güneş, eski Adana milletvekilleri Ümit Özgümüş, Hulusi Güvel, il yönetim kurulu, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kollarıyla partililer katıldı.

“O SORUNUN YANITI VERİLMEDİ”

Ahmet Davutoğlu’nun partisinin genel başkanlığından ayrılmasının kendi tercihi olmadığı yönündeki sözlerini anımsatan İl Başkanı Ayhan Barut,  “Kendi tercihi değilse Davutoğlu hangi gerekçeyle ayrıldı” sorusunun yanıtını kendisi verdi.

“DARBENİN ADI 4 MAYIS SARAY DARBESİ’DİR”

17 Aralık 2012’de dönemin Başbakanı olan Erdoğan’ın “Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır” diyerek güçler ayrılığı ilkesini açıkça reddettiğini, 21 Mart 2015’te de Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, “Parlamenter sistem artık bekleme odasına girmiş bulunmaktadır” dediğini anımsatan Barut, “Bu söylemler aslında sivil görünümlü bir darbenin, bir dikta yönetimi özleminin ayak sesleriydi. Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşmeyle darbe fiilen gerçekleşti. Darbenin adı, 4 Mayıs Saray Darbesidir” ifadelerini kullandı.

28 ŞUBAT’TAN TEK FARKI

4 Mayıs Saray Darbesi’nin, 28 Şubat Post Modern Darbesi’ni de aşan bir niteliğe sahip olduğunu dile getiren Barut, “4 Mayıs Saray Darbesi’nin 28 Şubat’tan farkı Başbakan Davutoğlu’nun ‘Yol arkadaşım’, ‘Dava arkadaşım’ dediği bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır” dedi.

Davutoğlu’nun 7 Haziran’da yüzde 40.87, 1 Kasım’da yüzde 49.5 oranında oy aldığına işaret eden Barut, Davutoğlu’nun bu oy oranlarıyla Başbakanlık koltuğuna oturduğunu ve meşruluğunun hiç tartışılmadığını kaydetti. Barut, şöyle devam etti:

“Sayın Davutoğlu kendisine ve partisine oy veren 23 milyon 681 bin 926 kişinin iradesiyle değil, bir kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır. O bir kişi, 4 Mayıs Saray Darbesi’ni gerçekleştiren kişidir. O bir kişi, ülkesinin demokrasisini değil, kendi dikta yönetimini düşünen ve planlayan kişidir.”

“DAVUTOĞLU DİKTA YÖNETİMİNE ZEMİN HAZIRLADI”

Davutoğlu’nun demokrasi adına milli iradeye sahip çıkıp darbeye direnmek yerine darbeye boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırladığını ifade eden CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, “Şu kadere bakın ki demokrasi adına Sayın Davutoğlu’nu savunmak da bize düştü” diye konuştu.

“ACI BİR TABLO”

AKP’nin neredeyse bütün kadrolarının 4 Mayıs Saray Darbesi’ni kabullenmiş görünmelerinin ise demokrasi adına acı bir tablo olduğunu ifade eden Barut, “Oysa demokrasilerde darbeler desteklenmez, darbelere direnilir. Bu halkın iradesine, yani milli iradeye de bağlılığın temel bir görevidir. Davutoğlu maalesef bunu yerine getirememiştir” diye konuştu.

“DARBEYE DİRENMEK  ZORUNLULUK”

4 Mayıs Saray Darbesi’ni bir partinin iç meselesi olarak görmemek gerektiğinin altını çizen Barut, darbenin 64. Hükümete karşı yapıldığını, bütün cumhuriyetçilerin, demokratların, aydınların yani demokrasiden yana olan bütün vatanseverlerin darbeye direnmesi gereğinin de ötesinde bir zorunluluk olduğunu söyledi.

“PARLAMENTER GEÇMİŞİMİZİ TESLİM ETMEYECEĞİZ”

Barut, “Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru Başbakanına karşı 4 Mayıs Saray Darbesi’nin yapanlar şunu asla unutmasınlar: Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter geçmişimizi bir diktatörün beklentilerine teslim etmeyeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın darbecileri yeneceğiz, demokrasi kazanacak. Tarih de hep bunu yazmıştır” şeklinde konuştu.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°