CHP’li Türkmen kadın istihdamında yaşanan sorunların tespiti, eğitim ve çalışma hayatı dışında kalan genç kadın nüfusundaki artışın nedenlerinin belirlenmesi amacıyla TBMM’de Araştırma Komisyonu Kurulması için önerge verdi.
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi CHP Adana Milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen ve milletvekili arkadaşları tarafından Meclis Başkanlığına sunulan önerge ile kadın istihdamına yönelik alınması gereken tedbirlerin ve politikaların tespit edilmesi istendi.
Türkmen önerge gerekçesinde; “OECD ve TÜİK verilerine göre Türkiye’de okumayan ve çalışmayan 15-29 yaş grubundaki genç kadınların çağ nüfusa oranının 2013’te yüzde 45,2, 2014 yılında da yüzde 46’ olduğunu ve bu oranın her yıl artığını belirterek, “Her iki genç kadından biri eğitimden ve çalışma hayatından uzaktır” dedi.
Ülkemizde, toplumsal yaşamda olduğu gibi çalışma yaşamında da kadının durumunun içler acısı ve her geçen gün daha da kötüye gittiğini ifade eden Türkmen, özellikle son 14 yılda kadınlara yönelik her türlü baskı, şiddet, taciz, tecavüz vakalarında yaşanan artışın yanı sıra, iş yaşamında da kadınlara emek düşmanlığı ve cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını, kadınların eve hapsolduğunu ve hayatlarının evle sınırlı kaldığını kaydetti.
Önergesinde OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim 2015” raporuna dikkat çeken Türkmen şunları söyledi:
“OECD üyesi ve ortağı 39 ülkedeki genç kadın nüfusu içinde eğitim görmeyen, istihdam edilmeyenlerin çağ nüfusuna oranına ilişkin istatistiklere göre; Türkiye 39 ülke arasında yüzde 46 oranıyla açık ara birinci sırada yer alıyor. Türkiye’ye en yakın ülke olan Meksika’da bile bu oran yüzde 35,1 ile 10,9 puan daha düşük. OECD ortalamasının yüzde 17,9, AB ortalamasının ise yüzde 17,1 olduğu dikkate alındığında ülkemizdeki durumun içler acısı olduğu ortadadır.
TÜİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2013 yılında 15-29 yaş grubundaki toplam kadın sayası 9 milyon 296 bin kişiydi ve bunların 4 milyon 202 bini okumuyor ve çalışmıyordu. Hayatı evle sınırlı genç kadın sayısı 2014 yılında 92 bin artarak 4 milyon 294 bine yükseldi.
KADININ İŞGÜCÜNE KATILIMINDA DÜNYADA 127. SIRADAYIZ
Türkiye, kadının iş gücüne katılımında OECD ülkeleri içinde sonuncu, dünyada ise 127. Sıradadır. Nüfusun yaklaşık yarısı kadın (38,2 milyon). Çalışma çağındaki 28 milyonu aşkın kadın nüfusunun 11,5 milyonu ev kadınlarından oluşuyor. Eğitime devam eden, emekli, iş bulma umudu olmayan, mevsimlik çalışan kadınlar da eklendiğinde, çalışma çağında olup da iş gücüne dahil olmayan kadın sayısı 20 milyona yaklaşıyor.
ÇALIŞAN KADIN SAYIMIZ 5 MİLYON
Geriye işgücü olarak 8,7 milyonluk kadın nüfusunun da 1 milyon 33 bini işsiz. Çalışır gözüken kadınların 2,4 milyonu da ücretsiz aile işçisi ve bunların tamamına yakını da kırsal kesimde. Yani 28 milyondan fazla çalışma çağındaki kadın nüfusu içinde ücretli-yevmiyeli, işveren ya da kendi hesabına çalışanların sayısı 5 milyon civarında”
Her fırsatta kadını eve hapsetmenin hesaplarını yapan ve çalışan kadınların kazanılmış haklarını dahi gasp eden mevcut iktidarın eylem ve söylemleri ile desteklediği kadın politikalarının kadınları, esnek ve güvencesiz çalışma ve çalıştırmaya, doğum izni kılıfıyla, itibar kazandırmaya çalıştığını vurgulayan Türkmen, şunları söyledi:
“Kadının adına bile tahammülü olmayan ve her fırsatta kadını ‘kutsal annelik’ üzerinden tarif eden zihniyet, kadınların nasıl giyineceği, kaç çocuk doğuracağı, kürtaj hakkı, nasıl doğum yapacağı gibi en temel bireysel özgürlüklerine müdahale etmektedir. Çıkarılan yasal düzenlemeler ile kadınlar çocuk doğuran ve doğurmayan olarak ayrılmakta, esnek çalışma müjdesi adı altında emek düşmanlığı ve cinsiyet ayırımcılığı yapılmaktadır.
Gençlerin ve kadınların eğitime ve istihdama daha fazla katılmasının sağlanması, mevcut ve her geçen gün daha da bozulan bu eğilimin nedenlerinin dikkatle araştırılması ve değerlendirilmesi bir zorunluluktur. Genç kadınların eğitime ve istihdama katılmalarını teşvik için etkili yeni kamu politikalarının uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu da gayet açıktır.”
