40 bin kişilik istihdam
Manşet Haber 20.06.2013 14:39:16 0

40 bin kişilik istihdam

40 bin kişilik istihdam

sosyal_medyaÜlkemizde kredi kartı kullanımının yaygınlaşmasıyla internet üzerinden yapılan alışverişler de arttı. Dolayısıyla e-ticaret sektörü istihdamda dikkate değer rakamlara ulaşmaya başladı. Yenibiris.com verilerine göre e-ticaret sektöründe eleman ihtiyacı son 6 ayda, bir önceki döneme göre yüzde 150 oranında artış gösterdi. En çok aranan pozisyon ise kategori yöneticisi.

Kredi kartlarının yaygın kullanımı, ürün çeşitliliği, kıyaslama imkanı, kapıda ödeme, gelişmiş güvenlik önlemleri gibi faktörler e-ticaret sektörünün hızlı büyümesine katkıda bulunuyor. Yaklaşık 36 milyon internet kullanıcısının olduğu Türkiye’de özellikle lojistik hizmetlerinin gelişmiş olması da sektöre ilgiyi artırıyor. Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre Türkiye e-ticaret sektörü 2012 yılını toplamda 30,6 milyar TL’lik hacimle kapattı. Bu sayı, 2011’e göre yüzde 35 daha fazla.

Bir işletmede bulunan operasyon, satın alma, pazarlama, muhasebe, finans, bilgi teknolojileri gibi birimler e-ticaret şirketlerinde de bulunuyor ancak süreçler internet üzerinden olduğu için pazarlama alanında çalışacaklarda dijital pazarlama deneyimi aranıyor. Yenibiris.com verilerine göre e-ticaret sektöründe eleman ihtiyacı son 6 ayda, bir önceki döneme göre yüzde 150 oranında artış gösterdi. En çok aranan pozisyon ise kategori yöneticisi.
E-ticarette en çok aranan 5 pozisyon ise şöyle:
1. Kategori yöneticisi
2. Grafik/Web tasarım uzmanı
3. Yazılım uzmanı
4. Web arayüz geliştirici
5. Mobil yazılım uzmanı

Diğer sektörlere göre çalışanların yaş ortalamasının düşük olduğu e-ticaret, üniversiteden yeni mezun olmuş gençlere çok açık bir sektör. Nispeten rahat çalışma ortamı, yaratıcılığın teşvik edilmesi, çoğunun genç girişimciler tarafından kurulmuş olması, bazı pozisyonlarda deneyim şartı aranmaması gençleri cezbediyor. Firmalar da kendini geliştiren, yaratıcı, o şirket ve pozisyonda çalışmaya istek duyan gençleri tercih ediyor.
200 BİN ÇALIŞAN
Sektörün yaklaşık yüzde 90’ını bünyesinde bulunduran Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği’ne (ETİD) göre sektörde reklam ajansları, lojistik gibi üçüncü parti şirketlerle birlikte yaklaşık 200 bin kişi çalışıyor. ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun bu yıl yüzde 20’lik istihdam artışı beklediklerini, lisans düzeyinde eğitimin yetersiz olmasından dolayı kalifiye eleman sıkıntısı yaşandığını söylüyor ve ekliyor: “En çok da e-ticaret bilen yazılımcı bulmada sıkıntı yaşanıyor. Kategori uzmanı ya da marka müdürü, arama motoru reklamcılığı, dijital pazarlama, iş geliştirme uzmanları öne çıkan pozisyonlar arasında. Sektörde hem belirli pozisyonlar ortaya çıkıyor hem de var olan pozisyonlar değişim gösteriyor. Örneğin son zamanlarda performans pazarlama uzmanlarına ihtiyaç arttı.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°