46 YILDIR ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE DESTEK OLUYOR
Manşet Haber 21.07.2020 08:10:10 0

46 YILDIR ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE DESTEK OLUYOR

46 YILDIR ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE DESTEK OLUYOR






SABANCI VAKFI BURS DESTEĞİ VERMEYE DEVAM EDİYOR





Sabancı Vakfı, başarıların teşvik edilmesi hedefiyle başlattığı burs programı kapsamında 46 yıldır üniversite öğrencilerinin eğitimini burslarla destekliyor. 2020-2021 eğitim yılında da lisans düzeyindeki üniversite öğrencilerine karşılıksız burs desteği sağlayacak olan Sabancı Vakfı, her yıl 1.500’e yakın öğrenciye burs veriyor.





Üniversiteye girişten mezuniyete kadar devam eden Sabancı Vakfı Bursları, her yıl Ekim-Haziran ayları arasında 9 ay süreli nakit ödemeyi kapsıyor. Burslar, geçtiğimiz yıl lisans öğrencileri için aylık 700 TL idi. 2020-2021 yılı burs tutarları ve başvuru yerleri Eylül ayında açıklanacak olan Sabancı Vakfı burs programında geri ödeme yükümlülüğü bulunmayıp, mezun bursiyerler dilerlerse gönül borçlarını ödemek için burs almaya devam eden öğrencilere deneyim ve bilgi aktarmak için mentorluk yapabiliyor.





46 yılda 48 bin burs veren Sabancı Vakfı’nın, üniversitelere yeni yerleşen öğrencilere yönelik farklı burs programları bulunuyor:





Üniversiteye Giriş Bursu: Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) Sabancı Vakfı tarafından belirlenen taban puanları sağlayarak burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelere yerleştirilen öğrencilere veriliyor.





Kalkınmada Öncelikli İller Bursu: Sabancı Vakfı tarafından belirlenen 15 ilden birinde doğan, ortaöğrenimini de bu illerden birinde tamamlayan, YKS’de yerleştirme puanı ile sıralamanın en üstünde yer alarak burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelere yerleştirilen her ilden seçilen birer öğrenciye veriliyor.





Engelli Öğrenciler Bursu: YKS’de yerleştirme puanı ile sıralamanın en üstünde yer alarak yurt içindeki devlet üniversitelerine yerleştirilen görme, işitme ve ortopedik engelli beşer öğrenciye veriliyor.





Sabancı Vakfı Vista Bursu: YKS’de Sabancı Vakfı tarafından belirlenen taban puanları sağlayarak burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelerin Turizm ile ilgili bölümlerine yerleştirilen lisans öğrencilerine veriliyor.





Sabancı Vakfı’nın burs kontenjanı tahsis ettiği üniversiteler; Ankara, Boğaziçi, Çukurova, Dokuz Eylül, Ege, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İstanbul-Cerrahpaşa, İstanbul Teknik, Marmara, Orta Doğu Teknik, Yıldız Teknik Üniversitesi. Üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin burs başvuru tarihleri için üniversitelerin burslarla ilgili bölümlerini takip etmeleri gerekiyor.





Burslar hakkında ayrıntılı bilgi için sabancivakfi.org adresini ziyaret edebilir, sorularınız için burs@sabancivakfi.org adresine e-posta ile ulaşabilirsiniz.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°