50 BİN TÜTÜN ÜRETİCİSİ AVANS BEKLİYOR
Manşet Haber 10.07.2020 09:41:46 0

50 BİN TÜTÜN ÜRETİCİSİ AVANS BEKLİYOR

50 BİN TÜTÜN ÜRETİCİSİ AVANS BEKLİYOR


reticiler arasında yapılan tütün üretim ve alım satım sözleşmesinde avans ödemelerinin tercihe bırakıldığını bildirerek, “Tütün üreticileri avans bekliyor. Her yıl verilen avanslar bu yıl ödenmeyince tütün üreticileri zor durumda kaldı” diye konuştu.





Bayraktar, avans ödemelerinin çiftçilerin üretim maliyetlerinin karşılanması için zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti.





Türkiye’de tütün tarımının, özellikle Ege, Karadeniz, Marmara, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde aile işletmeleri tarafından yapıldığını belirten Bayraktar, “Tütün üretiminden kazanç elde edemeyen çiftçilerimiz, üretimden vazgeçmiştir. Tütün üreterek kazanç elde edemeyen çiftçilerimizin büyükşehirlere göç etmesi, üretimin geçmiş yıllara göre düşmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı.





1990 yılında 296 bin ton olan tütün üretiminin, 2019’da yüzde 76,4 oranında azalışla 70 bin tona düştüğünü belirten Bayraktar, “2002 yılında 405 bin olan tütün üreticisi çiftçilerimizin sayısı ise 2019 yılında 50 bine kadar geriledi. 2019 yılı dış ticaret rakamlarına bakıldığında 253 milyon dolar ihracatımıza karşılık, 544 milyon dolar ithalatımız var. Başka ülkelerin tütün üreticisi çiftçilerine 2019 yılında 291 milyon dolar kazandırdık” diye konuştu.





Bayraktar, tütün mamullerinde kullanılması zorunlu olan Türk tütünü oranının yüzde 12’den yüzde 30’a yükseltilecek olmasının tütün üreticilerini memnun eden bir karar olduğunu belirtti.





Tütün üreticileri ile sözleşme yapan şirketlerin, her yıl yaptıkları avans ödemelerini bu yıl, pandemi nedeniyle ekonomik güçlük yaşadıklarını gerekçe göstererek yapmadıklarını belirten Bayraktar şunları söyledi:





“Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından belirlenen, şirketlerle üreticiler arasında yapılan tütün üretim ve alım satım sözleşmesindeki, ‘Alıcı, üretimi desteklemek için üreticiye belge karşılığında nakdi-aynı avans, malzeme verebilir’ ifadesi değiştirilmeli, bu uygulama tercihe bırakılmamalıdır. Çiftçilerimiz bu süreçte avans ödemelerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.





Ziraat Odalarımız ve İl-İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri, sözleşmelerin hazırlanması aşamasında, üreticilerimizin temsilcisi olarak alıcı ve üreticiler arasında hakem görevi üstlenmelidir.”





Tütün üretimi, üretici tütünlerinin pazarlanması, iç ve dış ticareti, denetimi ve tütün eksperliği ile ilgili usul ve esaslar hakkında hazırlanan yönetmelik taslağının Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından görüş alınmak üzere kendilerine iletildiğini ifade eden Bayraktar, “Hazırlanan yönetmeliğe ilişkin, tütün üretiminin yapıldığı Ziraat Odalarımızdan aldığımız beklenti, görüş ve talepleri Tarım ve Orman Bakanlığına ilettik” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°