6 MİLYON KİŞİ “İNME”DEN HAYATINI KAYBEDİYOR
Manşet Haber 28.10.2016 18:00:16 0

6 MİLYON KİŞİ “İNME”DEN HAYATINI KAYBEDİYOR

6 MİLYON KİŞİ “İNME”DEN HAYATINI KAYBEDİYOR

Toplumda inme hastalığı olarakta bilinen beyin krizi günümüzde oldukça yaygın. Bu yaygın hastalık grubunda farkındalığı artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkat çekmek üzere 29 Ekim “Dünya İnme Günü” olarak ilan edilmiş durumda.
Dünya İnme gününe ilişkin ve hastalık hakkında kamuoyunu aydınlatmak amacıyla çeşitli bilgiler aktaran Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Şebnem Bıçakçı ve Yard. Doç. Dr. Turgay Demir, dünyada 17 milyon kişinin inme geçirdiğini ve 6 milyon kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini, ülkemizde de benzer oranların yaşandığının altını çizdi.
Prof Dr. Şebnem Bıçakçı konuyla ilgili olarak, İnme yada organ düzeyinde değerlendirildiğinde beyin krizinin, dünyada en önemli ölümle yada ciddi sakatlıkla sonuçlanan hastalıklardan biri olduğuna vurgu yaparak, her yıl dünyada gelişmiş ülkelerde 125-175 / 100.000 arasında yeni inme vakası bildirildiğini, 17 milyon kişinin inme geçirmekte ve 6 milyon kişinin de inme nedeniyle hayatını kaybettiğine değindi. Bıçakçı, ülkemizde de benzer oranların yaşandığını, inmenin özellikle yaşlı nüfusta sık görüldüğünü, 55 yaş ve üzerinde yeni inme görülme oranı ortalama 5/1.000 olduğuna işaret etti
ZAMANINDA MÜDEHALE ÇOK ÖNEMLİ
İnme hastalığının Yaş ile artış göstermekle birlikte gençlerde azımsanmayacak oranlarda yaşandığının da altını çizen Bıçakçı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfusun yıllar içerisinde artışı dikkate alındığında, hastaların %15’inin ölmekte, %30’unun hafif, %15 inin orta derecede ya da ağır nörolojik bulgularla %25’inin ise tam düzelme ile hayatını sürdürdüğünü ifade etti. Bıçakçı hastalığın pek çok hastada tedavi fırsatına ulaşamadan ölümle sonuçlanabildiğini, ancak sevindirici olanın risk faktörlerinin kontrol altına alınması, tedavi seçeneklerinin artması ve toplumsal bilinçlenme ile inmede ölüm oranlarının azalmış olması olduğunu belirtti.
Yard. Doç. Dr. Turgay Demir ise İnme hastalığının genel olarak iki ana gruba ayrıldığını, beyinde kanlanmanın bozulması ile ortaya çıkan ve halk arasında damar tıkanıklığı olarak tanınan “iskemik inme” ve beyin kanaması olarak tanınan “ hemorajik inme” nin bu iki grubu oluşturduğunu dile getirdi.
Demir, hastalığı oluşturan bir takım risk faktörlerinin olduğunu, bu risk faktörlerinin değiştirebildiğimiz ve değiştiremediğimiz risk faktörleri olarak iki ana başlıkta ele alabileceğine işaret ederek, yaş, cins, ırk, ailede inme varlığı ve yaşanılan coğrafi bölgenin değiştirilemeyen risk faktörleri olduğunu, Hipertansiyon, diabetes mellitus, kalp damar ve kapak hastalıkları, ritm bozuklukları, kan yağ düzeyinin yüksek olması, sigara kullanımı, beyini besleyen ana damarlarda daralma, orak hücre anemisi, obesite, alkol kullanımı, beslenme alışkanlıkları, hormon tedavisi, uykuda solunum bozuklukları varlığı (uyku apne sendromu), kanın pıhtılaşmasına neden olan durumların ise değiştirebilme şansına sahip olunan risk faktörleri olarak bilinmesi gerektiğine değindi. Demir,hipertansiyon, kan şekeri kontrolü ya da sigaranın bırakılmasının, egzersizin hayata girmesinin inme riskini ciddi boyutta azalttığını belirtti.
ACİL MÜDEHALE İ GEREKTİRİYOR
Turgay Demir son olarak şunları söyledi “hastalar komaya varacak düzeyde ciddi bilinç kaybı ya da çok silik bulgularla başvurabilir. Yine çok hafif başlayan bulgular birkaç saat içerisinde ilerleyebilir. Ani gelişen bilinç değişikliği, bellek kaybı, konuşma bozukluğu, çift görme, görme kaybı, yutma güçlüğü, vücudun bir yarısında ya da kısmında his kaybı ya da değişikliği, dengesizlik hastalarda başlıca yakınma ve bulgulardır. Fark edildiği an en kısa yoldan etkin sağlık desteği verebilecek bir merkeze başvurulmalıdır. İnme acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. En önemlisi tedaviye çabuk ulaşabilmektir. “Zaman Beyindir” sloganı bunu en iyi şekilde vurgulamaktadır. Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin geri dönüşsüz hasarı anlamına gelmektedir. Ülkemizde de yaklaşık 10 yıldır uygulanmakta olan, yararı kanıtlanmış en önemli erken dönem tedavi yöntemi damar içinden pıhtı eritici ilaç verilmektir. İnme belirtilerinin başladığı andan itibaren uygun hastada, ilk 3 saatte bu tedavinin etkin olduğu, 3 saat ile 4,5 saat aralığında başvuran hastalarda faydalı olduğu bilinmektedir. İnmenin, olayın ilk 6 saatinde yetkin merkezlere başvuran, yine uygun hastalarda çeşitli damar içi (endovasküler) tedavi yöntemleriyle tedavi edilme şansı vardır. Kanayıcı beyin damar hastalıklarında ise erken dönemde kanamanın aktif olarak devam ettiği, kanama hacminin arttığı, tedaviye başlamak gerektiği bilinmektedir”.

YAZARLAR

31.6° / 17.1°