80 bin İhlas Finans Mağdurunu Başbakana sordu
Manşet Haber 10.05.2013 10:53:23 0

80 bin İhlas Finans Mağdurunu Başbakana sordu

80 bin İhlas Finans Mağdurunu Başbakana sordu

chp-mansetCHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a 80 bin İhlas Finans mağdurunun durumunu sordu. Kart, Erdoğan’dan  İhlas Grubu bünyesindeki şirketlerin “Halka Arz” durumunun hangi aşamada olduğuna da yazılı yanıt istedi.

CHP Milletvekili Atilla Kart, TBMM Başkanlığına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde şu görüşlere yer verdi:

“AKP iktidarları döneminde; ağırlıklı olarak yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın tasarruflarını ve emeklerini istismar ederek, bundan haksız çıkar sağlayan sermaye grupları  himaye edilmiştir. Bu grupların başında “İhlas Holding” gelmektedir.

Merhum Enver Ören döneminde , sayıları yüzbine yaklaşan bu mağdurların alacakları halen ödenmemiş ve tasfiye edilmemiştir. Mağdurlar çaresiz durumdadır. Enver Ören’in hakkın rahmetine kavuşmuş olması, bu grubun yasal sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağı gibi, aksine bu gelişme mirasçıların yasal, vicdani ve dini sorumluluklarınıdaha da artırmıştır.

2002 seçimleri öncesinde , Enver Ören’e “Siz’in Ahiretiniz yok mu, Siz de Allah korkusu yok mu?.. diyen Başbakan’ın, 2002 seçimlerinden sonra bu grubu himayesine aldığı bilinmektedir. Başbakan’ın doğrudan müdahalesiyle, İhlas Finans Kurumu’nun borçlarının, Tasarruf Sigorta Mevduat Fonu tarafından takibi de engellenmiştir.

22 Haziran 2001 tarihinde Yeni Şafak Gazetesindeki makalesinde; “…İhlas Finans’ın, 1 milyar dolar üzerindeki parayı, paravan şirketler aracılığıyla belirli şirketlere aktardığı ve bir kısmını yurtdışına kaçırdığını…..” dile getiren ve bunu eleştiren AKP Grup Başkanvekili ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli de ; Başbakan gibi , bugün İhlas Finans mağdurlarının sorunlarına ve taleplerine duyarsız kalmaktadır. Bir başka ifadeyle, İhlas Finans Kurumu ve iştirakleri, Başbakan ve AKP tarafından kurumsal olarak himaye altına alınmıştır.

Onbinlerce İhlas mağdurunun hak ve hukukuna sahip çıkmayan, onları kandıran  Başbakan ve AKP Yönetimi, tam kadro olarak , Enver Ören’in cenaze namazına katılmışlar ve dini vecibelerini yerine getirmişlerdir. Başbakan ve AKP yönetiminin , dini vecibesini yerine getirmesine elbette bir diyeceğimiz olamaz. Başbakan ve AKP Yönetiminin Enver Ören ile helalleştiği anlaşılıyor. Ancak ortada olan bir diğer gerçek şudur;  bu vecibe yerine getirilirken,  kendi sorumlulukları altında bulunan  onbinlerce İhlas mağduru Enver Ören ile helalleşmemiştir. Başbakan ve AKP Yönetimi, onbinlerce İhlas mağdurunun hak ve hukukunu görmezden gelmişlerdir.

Öte yandan; İhlas Finans Kurumu mağdurlarının alacakları ödenmez ve bu Kurum , Hükümet tarafından özel olarak himaye edilirken ve bunun karşılığında da  AKP siyaseten her türlü desteği alırken;  Finans Kurumunun iştiraklerinin “Halka Arzı” yönünde de bir sürecin başladığı bilinmektedir.

HÜKÜMET SUÇ ÜSTÜNÜ SUÇ İŞLİYOR

Kart, AKP’nin ; hak ve hukuktan yana olmadığını, garip-gurebanın hukukunu korumak yerine kendisine Devlet nüfuzu yoluyla haksız çıkar sağladığını ve buradan beslendiğini gösteren acı bir tabloyla karşı karşıya olduklarını öne sürdü, “Din istismarı üzerinden ticaret yapanları himaye eden Hükümet, on binlerce   İhlas mağdurunun hak ve hukukuna ise sahip çıkmamıştır.” Dedi.

Atilla Kart Başbakan Erdoğan’dan 3 sorusunun yazılı yanıtlanmasını istedi:

“(1)İhlas Finans Kurumunun 80 bine yaklaşan mağdurlarının hak ve alacaklarının son durumu nedir? Bu mağdurların hak ve alacaklarının tahsil edilmediği bilindiği halde; bu grup bünyesindeki şirket-şirketlerin halka arzına neden izin verilmektedir?

(2)İhlas Grubu bünyesindeki şirketlerin “Halka Arz” durumu hangi aşamadadır?

(3) Onbinlerce hak sahibinin mağduriyeti giderilmeden, Kurum bünyesindeki şirketlerin halka arzına izin verilmesi, Siyasi İktidar ile bu grup arasında haksız çıkar ilişkilerinin bulunduğu anlamına gelmez mi?”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°