Manşet Haber 8.07.2015 19:40:36 0

'ABD Konsolosluğu Önemli Görevler Yürüttü'

'ABD Konsolosluğu Önemli Görevler Yürüttü'

Başlıktaki sözler, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir'e ait. ÇGC Başkanı kendisine veda ziyaretinde bulunan  Espinoza'ya'ABD Adana Konsolosluğu'nun önemli görevler yürüttüğünü' açıkladı.

ÇGC’den bu konuda yapılan açıklama şöyle:

“Adana’daki görev süresi dolan ABD Adana Konsolosu John L. Espinoza, veda ziyaretleri kapsamında Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Başkan Cafer Esendemir ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu ziyarette, Adana- Amerika ilişkileri ve basın özgürlüğü konuşuldu.

ADANA SEVGİSİNE VURGU

Veda ziyaretlerine Adana Valisi Mustafa Büyük ile başlayan ABD’nin Adana Konsolosu Espinoza’nın, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’den sonraki durağı, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti oldu. Başkan Cafer Esendemir, Genel Sekreter Ömer Üney ve yönetim kurulu üyeleri Aliye Gültekin ile Halil Akılevi hazır bulunduğu ziyarette konuşan ABD’nin Adana Konsolosu John Espinoza, sık sık Adana sevgisine vurgu yaptı.

ADANA KÜÇÜK TEKSAS GİBİ

Adana'nın misafirperverliğini çok beğendiğini, kebabını da çok sevdiğini dile getiren Espinoza, Adana'yı çok özleyeceğini söyledi. Adana’yı birçok özelliğiyle Teksas’a benzeten Espinoza, genel anlamıyla kenti sıcak ve kucaklayıcı bulduğunu söyledi. ‘Adana'yı evim gibi hissettim’ diyen Esnipoza,”Sizleri, gazetecileri, burada edindiğim tüm arkadaşlarımı özleyeceğim” dedi.

GÜÇLÜ DEMOKRASİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Basın özgürlüğüne de değinen konsolos Espinoza, güçlü demokrasileri sayesinde bütün zorlukların üstesinden geldiklerini söyledi. Espinoza, konuyla ilgili şunları kaydetti”

“Bizim kurumlarımız daha güçlü ayrıca kuvvetler ayrılığı çok güçlü. Ve Basın özgür. Genellikle sorumlu bir şekilde hareket ediyorlar. İnsanlarında ifade özgürlükleri var. Bütün bu nedenlerden dolayı kendi sorunlarımızla etkin bir şekilde başa çıkabiliyoruz. “

TÜRKİYE’NİN DE İHTİYACI VAR

Söz konusu örneklerden hareketle Türkiye’nin hem gelişmesi hem bu sorunların üstesinden gelmesi için güçlü bir demokrasiye ihtiyacı olduğunu belirten Esnipoza, “

Bunun da mümkün olduğunu düşünüyorum. 10 yıl içinde Türkiye birçok alanda büyük ilerlemeler kaydetti “ dedi.

ÇGC Başkanı Cafer Esendemir de Adana Konsolosluğu'nun önemli görevler yürüttüğünü, Espinoza'ya bundan sonraki görevlerinde ve hayatında başarılar dilediğini söyledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°