Açlık grevi protesto biçimi
Manşet Haber 8.11.2012 09:33:52 0

Açlık grevi protesto biçimi

Açlık grevi protesto biçimi

Adana Tabip Odası, cezaevlerindeki açlık grevinin intihar değil protesto biçimi olduğunu öne sürdü.

Tabip Odasında düzenlenen “Açlık Grevi/Ölüm Orucu” basın açıklamasına Türk Tabipleri Birliği(TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. İsmail Bulca, Tabip Odası(ATO) Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası(SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile İnsan Hakları Vakfı yöneticileri katıldı.

Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Halit Atik, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

”Türkiye cezaevlerinde 12 Eylül 2012 günü başlayan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri 57. gününe girmiştir. Şuan Türkiye genelinde 700’den fazla, Adana ve Osmaniye de ise Karataş cezaevinde 5, Kürkçüler cezaevinde 20, Osmaniye cezaevinde 5, Ceyhan cezaevinde 15 mahkûm açlık grevinde bulunmaktadır. Bugün itibarıyla bölgemiz cezaevlerinde durumu kritik olan mahkûm olmamakla birlikte birçok cezaevinde mahkûmlar sağlıkları açısından ve geriye dönüşümsüz nörolojik sekel açısından çok kritik bir sürece girmişlerdir.  Dünya Tabipleri Birliği’nin 1991 tarihli Malta Bildirgesi açlık grevcisini  “zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişi” olarak tanımlar. Kişilerin etkinlik ve ifade alanlarının ancak kendi bedenleri ile sınırlı olduğu cezaevi ortamlarında kimi uygulama ve politikalara karşı bir protesto biçimi olarak gündeme gelen açlık grevleri, gerek hekimlik mesleği açısından, gerekse etik ve politik açıdan oldukça karmaşık bir süreçtir”

HER ŞEY KABUL EDİLEMEZ
Açlık grevlerinin ağır bir insani, hukuki ve toplumsal kriz olduğunu belirten Dr. Atik, demokratik kamuoyunun hiçbir zaman açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüşmesini isteyemeyeceği, bu nedenle açlık grevi eylemine başvuran mahpusların yaşam haklarının korunması için tüm yetkililerin gerekli duyarlılığı göstermesini gerektiğini savundu. Atik şöyle dedi:

“Hekimlik mesleği ve Türkiye’de hekimlik değerlerinin savunucusu olan Türk Tabipleri Birliği varoluşundan bu yana insan yaşamı, insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi noktasını varlık sebebi olarak görmüştür. Hekimlik insan yaşamını her türlü kavram ve kaygının ötesinde ele alır, değerler sistemini her şeyin merkezine insanı, yaşamını ve sağlığını koyarak şekillendirir. Bu yaklaşım açısı sonucu insan sağlığına ve dolayısıyla yaşamına zarar veren her şey ve tutum hekimliğin doğasına ve süreç içerisinde oluşan değerler sisteminin temel çıkış noktasına terstir; hekimlikçe kabul edilemez” dedi.

DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ

“Açlık grevi bir intihar biçimi değildir. Bir protesto biçimidir.” Diyen ATO Genel Sekreteri Halit Atik, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“ Kişi kendi iradesi ile bilinçli olarak yiyeceği reddetmektedir. Bir açlık grevi ölümle sonuçlanabilir fakat temel amaç ölüm değildir.  Sorun siyasi bir konudur ve siyasetçiler tarafından çözümlenmelidir. Sorun çözme konusunda yeterli çabayı göstermeyen siyasetçiler, sorunun herhangi bir aşamasında olayı hekimliğin “zor” kullanarak mesleklerini uygulamaları gerektiği noktasına getirirler.  Ancak tüm bu söylemlerin biz hekimler açısından bir anlamı olmayacaktır. Bizler hekimlik uygulamalarımızı, hekimlik meslek etik ilkelerine uygun olarak dün olduğu gibi bugünde yapacağız. Hekimler hiçbir zaman “zor” kavramı altında herhangi bir müdahalede bulunmamıştır ve bulunmayacaktır.  Oysaki hekimin sorumluluğu, kendi ve toplum vicdanı doğrultusunda insan yaşamına duyduğu saygıdır ve bunu en faydalı bir şekilde yerine getirme isteğidir. Dolayısıyla ortaya çıkacak herhangi bir olumsuz tablonun sorumlusu da TTB, Tabip Odaları veya hekimler olmayacaktır. TTB ve Adana Osmaniye Tabip Odası olarak açlık grevlerine yaklaşımımız evrensel mesleki değerlerimiz ve sorumluluklarımız gereği ve çerçevesindedir. Her zaman yaşamın önceliğini isteyen ve savunan hekimler olarak cezaevleri yönetimlerince mahkûmlara yalnızlaştırma ve tecrit benzeri uygulamalar asla dayatılmamalı ve yapılmamalıdır.  Açlık grevinde bulunanlara olası kötü sonuçları ve kalıcı olabilecek sekelleri önlemek için sağlıklı içme suyu, tuz, şeker ve yaşamsal önemi olan B1 vitamini mutlaka temin edilmeli ve verilmelidir. Biz bu süreçte diğer demokratik kitle örgütleriyle ve sivil toplum kuruluşları ile süreci yakından takip ederek olası ölümlerin ve sakatlanmaların önüne geçmek için gayret göstereceğimizi belirtmek isteriz. İnsanların yaşam hakkını ve sağlığa erişim hakkını koşulsuz savunan bir mesleğin temsilcileri olarak… Yetkilileri bir kez daha ve acil olarak sorumlu davranmaya çağırıyoruz ve uyarıyoruz”

 

 

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

35.2° / 19.1°