ADALETSİZLİK YARGIYI ACILAŞTIRIR
Manşet Haber 22.07.2020 11:47:20 0

ADALETSİZLİK YARGIYI ACILAŞTIRIR

ADALETSİZLİK YARGIYI ACILAŞTIRIR






Ülkemin yargıç ve savcılarına sesleniyorum:





Ben, kendi halinde bir yurttaşım. Kimseye bir zararım yok. Günlük yaşamımı sürdürüyorum. Ancak benim bir sorunum var. Ben düşünüyorum. Düşündükçe var olduğumu hissediyorum. Var olunca da düşünüp ürettiklerimi başkalarıyla paylaşmak istiyorum.Çünkü kendimi halkıma, ülkeme ve tüm insanlığa borçlu hissediyorum.





İstiyorum ki benim ülkemde hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlükleri, laiklik, akılcılık, çoğulculuk, eşitlik kavramlarını kapsayan demokrasi gelişsin, kökleşsin ve kalıcı hale gelsin.





Ancak bu isteklerimin ülkemde tehlikeli olduğunu da bana yaşayarak öğrettiler.





Geçenlerde şöyle bir hikaye okudum.





Prusya Kralı II. (Büyük) Frederik, Potsdam ormanlarında gezinirken bir tepeye ulaşır ve bu tepenin üstünde bir değirmen kuruludur.





Tepeye Saray yaptırmayı düşünmektedir. Değirmeni satın alarak bu hayalini gerçekleştirmek ister. Fakat değirmenci Sans-Souci satışa razı değildir.





Değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir bedel ödemeyi teklif eder.





Sans-Souci, “Hayır. Değirmenim satılık değil” der.





Kral bu cevaba kızar ve “Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun?” diye sorar.





“Biliyorum, biliyorum” der Sans- Souci, “Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyor musun?” diye anlamlı ve ağır bir cevap verir.





Kral çok öfkelenir. “Senin tapunda olsa, rızanda olmasa, ben burayı zorla alacağım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der.





Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütün ihtişamı ile duran Kral’a, sükunet için de “Berlin de hakimler var” der.





“Berlin’deki Hakimlerin” Değirmencide yarattığı özgüven Büyük Frederic’de büyük etki yaratır. Kral bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun yanındaki daha alçak olan tepeye sarayını yaptırır ve bu sarayın adını da Sans-Souci Sarayı koyar.





Yıl 1745.Büyük Frederic,“Koca imparatorluğun kralıyım, Berlin’deki yargıçlar da kim oluyor?” demiyor.





Yıl 2020. Tam 272 yıl sonra ülkemize baktığımızda “Ankara’da yargıçlar var” diyebiliyor muyuz?





Yargıç ve savcılar, adaleti sağlayabilmeleri için herşeyden önce dört konuda bağımsız olmalıdırlar.





  1. Yasama karşısında bağımsız olmalıdırlar. Yasama, yasa yorumunu bırakın, telkinde bile bulunamaz.
  2. Yürütme karşısında bağımsız olmalıdır. Hükümetten gelecek her türlü baskıya ve telkine karşı kulağını kapatmalıdır.
  3. Sokağa karşı bağımsız olmalıdır. Sokaklar, her zaman sağduyuyu, doğruyu yansıtmaz.
  4. Kendi inançları, görüşleri karşısında da bağımsız olmalıdır. Kendi siyasi görüşleri, inançları ne olursa olsun mahkeme dışında kalmalıdır.




Peki, bağımsızlar mı? Hayır.





Yargıç ve savcıların özlük işleri adalet bakanlığınca sağlanır.





Geçici görevlendirme adı altında kışın ortasında sürgün edilebilirler.





Denetimlerini adalet bakanlığı müfettişleri yapar.





Hukukun üstünlüğü varsa bir ülkede, yasama, yürütme ve yargı hukuka bağlı olmak durumundadır.





“Yağmur, namuslunun da üstüne yağar, namussuzun da. Ama namusluyu daha çok ıslatır. Çünkü namussuz, namuslunun şemsiyesini çalmıştır. (George OWEN)





Yargıya politika girdi mi şemsiye çalınır ve adalet kirlenir.





Ülkemizde yargının bağımsızlığını sağlamak için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşturulmuştur. Ancak yeni düzenlemeyle bu kurulun tamamını iktidardaki partinin genel başkanı, aynı zamanda cumhurbaşkanı olacak tek adam tarafından atanmaktadır.





Biliyorum, sistem çok kötü dizayn edilmiştir. Akvaryumdaki su pis olunca içindeki balıklar eninde sonunda, erinde gecinde ölür.





Ama yine de diyorum k, sayın yargı mensupları!





Cübbe ve kürsü, saygınlığınızın simgeleridir. Bu simgelerin onurunu korumalısınız.





Hukuksal etkinliklerinizde demokrasi temel referansınız olmalıdır.





Verdiğiniz her karar, sizin yaşamınızın bir parçası, sizin özgün yapıtınız olmalıdır.





Sizin kestiğiniz parmak bana acı vermez. Aksine, bağımsız hareket etmezseniz, kesmediğiniz parmak bana acı verir.





Unutmayın! adaletsizlik yargıyı acılaştırır.





22 Temmuz 2020





Mahmut TEBERİK



YAZARLAR

15.1° / 9.5°