“ADANA 2019 YILINDA, 236 GÜN KİRLİ HAVA SOLUDU”
Manşet Haber 4.06.2020 14:45:55 0

“ADANA 2019 YILINDA, 236 GÜN KİRLİ HAVA SOLUDU”

“ADANA 2019 YILINDA, 236 GÜN KİRLİ HAVA SOLUDU”






TMMOB Adana İKK Sekreteri Erol Salman,  5 Haziran DünyaÇevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, çevre tahribatlarının bir sarmal gibi her yeri, herkesi etkilediğini belirterek; sorunun ortak olduğunu, bedelini de tüm insanların, tüm canlıların ödediğini vurguladı.





Bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, koronavirüs salgının tüm dünyayı etkilediği koşullarda karşıladığımızı ifade eden Salman; yıllardır duyarlı kesimler tarafından çevre sorunlarına dikkat çekilmeye ve alınacak önlemler için baskı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.





Yaşamakta olduğumuz koronovirüs salgınının, bu konulardaki uyarıların, çalışmaların ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade eden Salman şöyle devam etti:





“Pandemi ile net bir şekilde anlaşıldı ki dünyanın bir ucunda ortaya çıkan sorunlar, kilometrelerce ötesine hızla sirayet etmektedir.  Doğaya ve çevreye karşı her davranış, geciken her önlem, verilen her zarar, yapılan her tahribat bir sarmal gibi her yeri, herkesi etkilemektedir.  Sorun ortaktır, bedel tüm insanların, tüm canlıların ödediği bir bedeldir.





Sorunlarımız ve kaygılarımızın arttığı bu dönemde, doğaya karşı sorumluluğumuzun da arttığı gerçeğini ve neyle karşı karşıya olduğumuzu hatırlamakta, hatırlatmakta yarar var. Ormanların, tarım arazilerinin, su kaynaklarının tahrip edilmesi, kömürlü termik santraller, nükleer santraller, atmosferde biriken gazlar, HES’ler, betonla kaplanmış soluk alacak alanların bırakılmadığı kentler, dünyayı kaplayan plastikler, genetiği bozulmuş gıdalar, kimyasal atıkların neden olduğu çevre kirlilikleri ve daha da arttırabileceğimiz bu tahribatlar tüm canlılara, doğaya, çevreye, insanlara, hayvanlara, bitkilere, her şeye zarar vermektedir. Tüm bunlar dünyanın hayati önemdeki sorunudur, felaketlerin, salgınların kaynağıdır.





Bu göstergelere rağmen kapitalizm, doymak bilemeyen kar hırsı ile ne yazıktır ki çevre tahribatlarına, doğanın dengesini alt üst etmeye devam etmektedir. Pandemi koşulları bile fırsata çevrilerek bu tahribatlara devam edilmiştir. Ülkemizde Salda ve Olimpos’la ilgili girişimlere, Kanal İstanbul projesi kapsamında köprü ihalelerine tanık olduk bu dönemde. Sonuçlarının insanlığı, yaşamı, çevreyi nasıl tehdit ettiği bilimsel olarak açık olmasına karşın nükleer ve kömürlü termik santrallerin yapımı da devam etmektedir.





BÖLGEMİZ DE TEHDİTTEN PAYINI ALMAKTADIR





Bölgemiz de bu tehditten payını Mersin Akkuyu’da yapımı devam eden Nükleer Santral, Yumurtalık ve İskenderun civarında neredeyse yan yana dizilen termik santraller ve sanayi tesisleri ile fazlasıyla almaktadır.





Çevre Mühendisleri Odamızın yayımladığı Hava Kirliliği Raporu’na göre, Adana 2019 yılının %65’inde, 236 gün kirli hava soludu. 2019 yılında Adana’nın merkezinde ölçülen PM10 hava kirleticisinin, Türkiye’de belirlenmiş ulusal kirlilik limitlerinin iki, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği limitlerin dört katı üzerinde olduğu belirlenmiştir.





Bilinen bu gerçekler görmezden gelinerek, Yumurtalık’ta ağaçları kurutan, bölge ve deniz suyunu kirletip, sıcaklığını artıracak olan 2. kömürlü termik santral inşaatı, üstelik Sugözü Kumsalı'nda koruma altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanında devam etmektedir.





Ülkemizde pek çok bölgede, yöre halkının su kaynaklarını savunmak için dirençli ve kararlı mücadeleleri çiğnenerek dereler, nehirler, ormanlar katledilmeye devam edilmektedir. Hiçbir bilimsel değerlendirme içermeyen, doğa katliamına dönüşmüş uygulamalarla, hukuk dışı iseler hemen yeni yapılan yasal değişikliklerle yolu açılarak, doğal alanlarımız, kıyılarımız, madenlerimiz kesintisiz talan edilmeye devam edilmektedir.





Tüm bu tablo karşısında ülkemiz için göstereceğimiz hassasiyetin hayati önemdedir. Unutulmamalıdır ki çevreyi ve doğayı korumak, sağlıklı yaşam alanlarının niteliklerini artırmak bir zorunluluktur artık. Yaşanabilir ve yenilenebilir bir çevre, temiz su ve temiz hava insanların en doğal hakkıdır, ranta endeksli projelerle, uygulamalarla heba edilemez.





İçinde bulunduğumuz günler, aynı zamanda Gezi Direnişinin yıldönümü. 7 yıl önce birliktelikten güç alarak ülkenin dört bir tarafında doğayı korumak için, özgürlük, barış, adalet ve insanca bir yaşam için ülkemizin en kitlesel hareketi olan Gezi Direnişi yaşandı. 





Çevre sorunlarının bütün dünya toplumları için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiği koşullarda, tüm insanların Gezi günlerindeki duyarlılıkla doğa tahribatlarına karşı çıkması, çevre sorunlarına karşı önlem alması, önlemleri takip etmesi ve doğaya çevreye uygun davranış geliştirmeleri zorunluluktur.





Bizler bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak gelecek kuşaklara sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakma amacıyla, bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğimizi 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir kez daha belirtiriz. TMMOB, işlevsizleştirilme girişimlerine rağmen, yaşadığımız toplum için, doğa ve çevre için toplumsal sorumluluğunu her koşulda yerine getirecektir. ”



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°