Adana Bağlama Dörtlüsüne Kazakistan’da ödül
Manşet Haber 27.04.2016 13:21:46 0

Adana Bağlama Dörtlüsüne Kazakistan’da ödül

Adana Bağlama Dörtlüsüne Kazakistan’da ödül

Adana Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Bağlama Dörtlüsü, Kazakistan’ın bağımsızlık kutlamalarında Adana’yı temsil etti. Jubanov Baharı 2016’da performans sergileyen Bağlama Dörtlüsü, festivalde jüri özel ödülünü kazandı. baglama_kazakistan_odul (2)

Adana Büyükşehir Belediye Konservatuvarı sanatçılarının oluşturduğu Bağlama Dörtlüsü, Kazakistan’ın bağımsızlığının 25’inci yıldönümü ile Kazak Bestekar Ahmet Jubanov’un  doğumunun 110’uncu yılı nedeniyle organize edilen Jubanov Baharı 2016 Festivali’ne katıldı. Eser Kurt, Yunus Sonay, Serkan Yontar ve Halil Yıldırım’dan oluşan Bağlama Dörtlüsü ile ritimde eşlik eden Mustafa Turcan, Kazakistan’da Adana ve Anadolu ezgileri estirdi. 22-23 Nisan tarihleri arasındaki görkemli festivalde Bağlama Dörtlüsü, jüri özel ödülüne layık görüldü.  Bağlama Dörtlüsü, para ödülü olarak verilen 50 bin tengeyi Kazak çocukların eğitimi için bağışladı.
ÖDÜLÜ SÖZLÜ’YE SUNDULAR
Adana Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Şube Müdürü İsmail Dikilitaş ile bağlama sanatçıları, kazandıkları ödülle birlikte Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü ziyaret etti. İsmail Dikilitaş, jüri özel ödülünü Başkan Sözlü’ye sunup, Kazakistan’a özgü sazlardan “Kılkumuz” hediye etti.baglama_kazakistan_odul (1)
Başkan Sözlü, Türkiye ve Adana’yı Kazakistan’da en güzel şekilde temsil eden Bağlama Dörtlüsü’nü  kutlayıp, başarılarının devamını diledi.
“KARDEŞ HALKLARIZ”
Türkiye ile Kazakistan’ın derin bir ortak tarihi paylaşan, akraba ve kardeş halklar olduğunu vurgulayan Başkan Sözlü “Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kutluyorum. İki kardeş ülke arasında kültürel, sosyal ve ekonomik işbirliğinin artarak sürmesini diliyorum” dedi.
Konservatuvar Şube Müdürü İsmail Dikilitaş ise Başkan Sözlü’nün her zaman sanatın ve sanatçının yanında olduğunu vurgulayıp, “Adana Büyükşehir Belediye Konservatuvarı, sanatsal faaliyetleri, yetiştirdiği sanatçı adayları ile diğer belediyelerin örnek aldığı konservatuvar haline geldi. Kazakistan’da da ülkemizi Adana’yı en iyi şekilde temsil etmenin gururunu, mutluluğunu yaşadık” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°