Şanlıurfa’ya Örnek Oldu
GÜNDEM 28.04.2013 11:06:35 0

Şanlıurfa’ya Örnek Oldu

Şanlıurfa’ya Örnek Oldu

Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO), hayvanlara değer verilmesi, onların daha iyi şartlarda barınması, hayvanlara kötü muamele ve işkencenin önlenmesi için çalışmalarını ülke genelinde sürdürüyor.

dohaykoŞanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, DOHAYKO Genel Sekreteri Nesrin Çıtırık’ı arayarak, “Köpekler için hastanelerden de yemek teminine başladık. Yeni bir eleman görevlendirdik ve yeni yemek kapları alındı. Ben aç kalırım, onları aç bırakmam” diyerek, Adana’ya bir ekip gönderdi.

Şanlıurfa Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü  Şahin Apaydın ve beraberinde heyet HAYTAP Başkan Yardımcısı ve DOHAYKO Genel Sekreteri Nesrin Çıtırık’ı ziyaret etti. DOHAYKO Genel Merkezi’nde gerçekleşen uzun süreli sohbet ve bilgi alışverişinde, Çıtırık, bir hayvan barınağının ne şekilde inşa edilmesi ve donatılması gerektiği konusunda örnekler aktardı. Ardından Adana Büyükşehir Belediyesi-DOHAYKO Hayvan Barınağı’na gidildi. Barınağı gezen Apaydın, “Şanlıurfa’daki barınağımızla ilgili Adana DOHAYKO barınağını örnek alıyoruz. Tüm eksikleri gidermek için mümkün mertebe gayret göstereceğiz” dedi.

dohayko_ziyaretAdana Barınağındaki kulübeleri de inceleyen Apaydın, “Can dostlarımız için bu kulübelerden yaptıracağız” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°