Adana Barosuna 4 yeni üye
Manşet Haber 30.11.2012 13:40:48 0

Adana Barosuna 4 yeni üye

Adana Barosuna 4 yeni üye

Adana(Ulus)--Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, her yargı paketiyle getirilen bir mesleğin temsilcileri durumuna gelindiğini söyledi.

Staj dönemlerini başarıyla tamamlayan 4 yeni üyeye ruhsatnameleri düzenlenen törenle verildi. Adliye’deki Avukat odasında gerçekleşen törende bir konuşma yapan Baro Başkanı Av. Çıtırık,şunları söyledi:

‘’Türkiye  üzülerek belirtmek gerekirse  huzurun, iç barışın ve toplumsal bir uzlaşının yakalanamadığı  günlerden geçiyor.  Gün geçmiyor ki, şehit haberleri alınmasın. Gün geçmiyor ki, parlamenter- demokratik rejim yerine başkanlık modelinin getirilmesine yönelik tartışmalar olmasın, gün geçmiyor ki, hukuk  devleti anlamında ilerlemesi, yol alması gereken ülkemiz malesef henüz kanun devleti bile sayılamayacak günlere dair çeşitli uygulamalar yaşamasın.

Hukuk fakültelerinin sayısının 104 olduğu, fakülteler arasındaki ortak bir müfredatın yaşama geçirilemediği, meslektaşlarımıza bütün baroların uygulanabilir bir eğitim anlayışı içerisinde gerekli staj eğitimin verilememesi sonucunda sıkıntının, sorunun içinde yüzen ve açıklanan her yargı paketi ile birlikte gerileyen mesleğin temsilcileri durumuna gelmiş bulunuyoruz. ‘’

Av. Çıtırık, daha sonra ruhsatlarını alarak mesleğe adım atan Benay Keskin İşoğlu, Mehmet Şirin Korkmaz, Özlem Yalçın ve Recai Enis Ahmet Akalın’ı da kutlayarak şu ifadelerde bulundu:

“ Bugün verilen emeğin, alınteri ve mücadelenin taçlandığı bir gün.  Ben üç meslektaşımı da tebrik ediyorum. Hem günlük yaşantılarında, hem de meslek yaşantılarında sağlıklı, huzurlu bir ömür geçirmelerini, şahsım ve yönetim kurulum adına başarılar diliyorum. Her zaman söylediğim gibi şöhret ve ün kazanabilir ama asıl olan saygınlık ve itibardır. ‘’

CÜBBESİNİ EŞİ GİYDİRDİ

Adana Barosu’nda stajını tamamlayan Benay Keskin İşoğlu’na cübbesini ise yanında staj yaptığı eşi Dr. Av. Tarık Polat İşoğlu giydirdi.

Törene, Baro Başkan Yardımcısı Av. Murat Loğoğlu, Genel Sekreter Av. Veli Küçük, Sayman Av. Ümit Büyükdağ Özdemir, Yönetim Kurulu üyeleri, Av. Burcu Pul Turan, Av. Özge İşisağ Şaşmaz, Av. Zehra Bulut, Av. Osman Olcay, Av. Ziya Yalaz katıldı

 

RUHSATLARINI ALDI

Adana Barosu’nda ruhsatnamelerini alan üyeler:

Benay Keskin İşoğlu  (Çağ Üniversitesi mezunu)

Mehmet Şirin Korkmaz (Dicle Üniversitesi mezunu)

Recai Enis Ahmet Akalın (Çağ Üniversitesi mezunu)

Av. Özlem Yalçın (Selçuk Üniversitesi)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°