Adana CHP
Manşet Haber 10.07.2015 16:08:38 0

Adana CHP'de 'Tüzük Uygulansın' Sesleri

Adana CHP'de 'Tüzük Uygulansın' Sesleri

chp_tuzuk_demokrasi_ (2)CHP ‘de 5 ilçe’nin görevden alınması üzerine tüzük gereği 30 gün içinde olağanüstü kongre toplanması yönünde parti içinde yükselen ‘Adalet çığlığı’ korosu büyüyor.

CHP’de Yüreğir, Sarıçam, Ceyhan, Karaisalı ve Saimbeyli ilçelerin başkan ve yönetimlerinin görevden alınmasının ardından yerlerine atanan geçici kurulların görevlerinin sadece partiyi 30 gün içinde kongreye götürmek olduğunu, tüzüğün 44. Maddesinin ( c ) bendinin dışında yönetmelik ya da genelge maddesine dayanılarak yapılacak işlemin yok hükmünde olacağını ve bunu yapanların meşruiyetlerinin ortadan kalkacağını, böyle bir uygulamanın parti üyelerinin hakkının gasp anlamına geleceğini açıklayan CHP’li üyelerin yanı sıra CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş de yaptığı açıklama ile ‘ Parti tüzüğü işletilmeli ve 5 ilçede 30 gün içinde olağanüstü kongreler mutlaka toplanmalıdır. Aksi halde parti içi hukuk çiğnenmiş olur’ dedi.

CHP’de yükselen ‘Adalet Çığlığı Korosu’na güçlü bir ses de parti içi hukuka sahip çıkan ve farklı kesimlerden oluşan ‘Barış Kurulu’ndan geldi. Önceki gün bir araya gelerek il yönetimi ve atanan geçici kurulları parti içi hukuku uygulamaya davet eden ve bunun takipçisi olduğunu söyleyen kurul üyelerinin tamamının ortak imzası ile bir çağrı kaleme alındığı açıklandı.

Bildiri şöyle;

Değerli CHP’li parti üyeleri, değerli Adanalı hemşerilerimiz.

Partimiz CHP’de 5 ilçe tüzüğümüzün 43. Maddesinin ( b ve c ) bendine göre İl yönetim kurulunun tasarrufu ile görevden alınmıştı. Parti yetkilileri tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalardan medya aracılığı ile, partimizi tüzüğümüzün 44. Maddesinin ( c ) bendine göre görevleri sadece 30 gün içinde olağanüstü kongreye götürmek olan geçici kurulların, ‘Kurultay yönetmeliğinin 19. Maddesi gereği’ kurultay takvimi başladığı gerekçesine dayandırılarak, normal kongre takvimini işleterek olağanüstü kongreyi toplamayacaklarını öğrenmiş bulunmaktayız.

Görevden alınan ilçelerin yerine yapılan geçici kurulların tüzüğümüze göre tek görevleri 30 gün içinde partiyi olağanüstü kongreye götürmektir. Bu tüzüğümüzün 44. Maddesinin amir hükmüdür. Sözü edilen Kongreler yönetmeliğinin 19. Maddesi bir MYK düzenlemesidir ki parti içi hukuku tanzim eden tüzüğümüzün üstünde bir işlem tesis etmesi açıkça tüzük ihlalidir.chp_tuzuk_demokrasi_ (1)

Kaldı ki anılan kongreler yönetmeliğinin son paragrafına dayanılarak atanan Seyhan Yönetimi’nin MYK’ya yapılan hukuki itiraz neticesinde yanlıştan dönülerek atamanın iptal, yerlerine de 5 kişilik geçici kurul atanması, ‘ 30 gün içinde olağanüstü kongre toplaması gereken geçici kurulların, aynı yönetmelik maddesine dayanarak, partinin olağan kongre takvimini yürütmeye çalışmaları aynı şekilde ya MYK’da olmazsa hukuk karşısında gerekli cevabı alacaktır.

Bu nedenle demokrasinin yerleşmesi, hukukun evrensel ilkelerinin yaşamın her alanında geçerli olması için kendine hedef seçmiş partimiz CHP’nin şimdiki yöneticilerinden bazılarının parti içi hukukumuzu çiğneyip, partiyi tartışmaya açacak, kamuoyu önünde küçük düşürecek, ‘kendi parti üyelerinin hukukunu çiğneyenler halkın hukukunu nasıl koruyacaklar’ tartışmasına sokacaklardır ki, buna yol açmamaları çağrısında bulunuyoruz’.

Kurul’un yapığı çağrının son bölümünde, parti içi hukuk arayışı tükendiği anda partililerin haklarını hukuk önünde aramaktan çekinmeyecekleri ve partiyi hukuksuz şekilde yönetmeye çalışanların parti kamuoyunda her fırsatta teşhir edilecekleri duyuruldu.

Barış Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Halit atik , Edip gedik, Selman settepe, Vedat karasaç, Turgut üstün, Turgay develi Ahmet nisanoğlu Tekin müjde Ümit özgümüş Bekir sıtkı özer Hasan çiçek Metin taştan Bülent avcı Cabbar gülşen Senayi gedik Necmettin atay Levent ünal Hüseyin cerit Fikret cirit Yasemin yılmaz Yalçın Tunçsoy Fevzi gözet Mustafa köseoglu Ali önal Kasım kara Süleyman demiray Gürsel ilçi Sabah biberkökü Şaban tetik Bulent cavlak Candan kısacık Suat özçelik Ramazan atikaslan İsmail başkan Yusuf fidan Burak demiroglu Kemal çol Celil arıkan İsmail çevik Cem kayhan Ali yıldız Fikret taşçı Tekin koçak, Ali Boz, Fevzi üçgün Çoşkun arıkçı fahri koçak Hasan şenal Attilla arat Halis kılıç Halil Kızılkaya Tekin aydınlı Veli şener Sabahattin karabudak Yusuf filazi Ufuk mangıtay Mehmet eroglu Bahri manga mecit mertdur.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°