Adana dünya gündeminde
Manşet Haber 20.11.2012 21:33:33 0

Adana dünya gündeminde

Adana dünya gündeminde

Adana(Ulus)--Çukurova GİAD dünyadaki iki önemli ekonomistten biri olan Nouriel Roubini'nin konuşmacı olarak katılımıyla gerçekleştirdiği 'Bilgi Güçtür' toplantısı, Adana'yı sınır ötesine taşıttı.

Milyonlarca lira ödenerek yapılabilecek bir reklamı, Roubini toplantısıyla gerçekleştiren Çukurova GİAD, ulusal televizyonların yanı sıra, yabancı TV kanallarının ekonomi haberlerinde yer buldu. Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, 'Adana'ya dikkat çekmek istiyorduk. Bunu da çok iyi yaptığımızı düşünüyorum. Özellikle Roubini'nin Adana'dan (Yatırım yapılabilecek kent) olarak söz etmesi, yatırımcıların gözünü kentimize çevirecektir' dedi.

Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, amaçlarının Adana'nın sesini duyurmak, tanıtmak olduğunu, bunu sınırları da aşarak gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Roubini'nin, konuşmasında Türkiye'yi, özellikle Adana'yı yatırım yapılabilir yer olarak duyurmasının bu toplantının amacına ulaştığını, bunun meyvelerinin de ilerleyen günlerde alınabileceğini kaydeden Sakarya, şöyle konuştu:

'Roubini, konuşmasının bir bölümünde (Türkiye'yi büyük yapan şeylerden biri bu şehirde, yani, Adana'da. Adana, Türkiye'nin eski köklü şehirlerinden biri. Doğalgaz ve petrol hatları var, Ortadoğu'ya yakın, limanları, havaalanları var. Çok derin ve zengin girişimci grubu var. Genç şirketler de olsa, köklü şirketler de olsa çok güçlü, girişimcileri var. Uzun dönemde ekonomik başarı insanların rekabetçi hale getirilmesi ile mümkün. Özel sektör, finans sektörü ve hizmet sektörü alanlarında bu ülkeye, bu bölgeye, bu şehre yatırım yapılması için, Türkiye'nin de büyümesi için, Adana'nın olumlu yanlarının Türkiye'ye yayılması, tanıtılması lazım) dedi. Bizim yaptığımız da aslında bu oldu, yani tanıtım. Adanamız yatırım için her türlü imkana sahip. Tanıtımda eksikliğimiz var, kendimizi anlatamıyoruz. Biz Roubini'yi davet ettiğimiz toplantıyla dikkatleri Adana'ya çektik, Türkçe ve İngilizce hazırladığımız tanıtım kitapçığıyla da Adana'ya neden yatırım yapılması gerektiğini anlatmaya çalıştık. Adanamızın sesini tüm yurda, sınırları aşarak yabancı ülkelere de duyurduk. İnsanlar, (Adana'da böylesine güzel şeyler de oluyormuş) diye konuşmaya başladı. Toplantımızı 200'ü Adana dışından 800 kişi izledi. Konuklarımızın arasında sanayici, işadamı, büyük, dev firmaların, şirketlerin CEO'ları, genel müdürleri de vardı. Roubini ekonomi ve iş çevreleri tarafından çok önemli kabul edilen bir isimdi, biz de ekonomi ve iş çevrelerini bu önemli isim sayesinde Adana'mıza getirmiş olduk. Son bir haftadır sürekli Adana'nın konuşuluyor olması, üstelik yatırım ve ekonomi alanında konuşuluyor olması bizleri çok mutlu etti. Kentimizin kazanımları, günlerdir süren yorgunluğumuzu, yaşadığımız stresi unutturdu. Adana'nın yatırım için doğru yer olduğunu anlatacağımız aktivite lazımdı. Bu aktivite de Roubini'nin katılımıyla mükemmel oldu. Çukurova GİAD olarak Adana'nın elçisi olmayı sürdüreceğiz.'

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°