ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE ANILACAK
GÜNCEL 16.09.2016 15:56:31 0

ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE ANILACAK

ADANA FİLM FESTİVALİ’NDE ANILACAK

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 66 yaşında vefat eden usta sinema sanatçısı Tarık Akan için 19-25 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek 23. Uluslararası Adana Film Festivali’nde özel anma etkinliği yapacaklarını belirtti. Başkan Hüseyin Sözlü, Türk Sineması’na eşsiz eserler bırakan Tarık Akan’a rahmet, kederli ailesine ve sanat camiasına başsağlığı diledi. sozlu_adana
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Yeşilçam’ın efsane aktörlerinden Tarık Akan’ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu, 111 filmde rol alan usta aktörün Türkiye’nin en köklü festivallerinden olan ve bu yıl 19-25 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek 23. Ulusalararası Film Festivali’nde anacaklarını bildirdi.
Başkan Hüseyin Sözlü, “Yarım asırlık sanat yaşamında ortaya koyduğu oyunculuk yeteneğiyle saygın ödüllere layık görülen Tarık Akan’ın rol aldığı filmlerden bazılarını bu yılki Uluslararası Adana Film Festivali’nde özel bölüm olarak izlenime sunacağız. Çok sayıda filmin çekildiği, birbirinden değerli yapımcı, yönetmen ve oyuncuları yetiştirerek Türk Sineması’na beşiklik eden Adana’da Tarık Akan’ın anısını sinema dolu günlerde yaşatmış olacağız” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°