Adana Tabip Odası Başkanını Seçiyor
Manşet Haber 24.04.2016 15:31:11 0

Adana Tabip Odası Başkanını Seçiyor

Adana Tabip Odası Başkanını Seçiyor

Adana Tabip Odası’nın 2016 - 2017 Genel Kurulu açılışında konuşan Oda Başkanı Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Mungan, hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet ve istismarın her boyutuyla yaşandığı, hekimlerin yitirildiği, hak gasplarının en yoğun olduğu, emekli hekimlerin hayatlarını idame ettirmek ve karın doyurmak çabasında olmaya terk edildiği bir 2 yıl geçirdiklerini söyledi.ato_genel_kurul

Adana Eczacı Odası’nda gerçekleştirilen ve Divan Başkanlığını Uzm. Dr. Murat Aksöz’un yaptığı kurula TTB MKÜ Dr. İsmail Bulca, oda, sendika başkanları, akademisyenler, özelde ve kamuda çalışan hekimlerin katıldığı genel kurulda, oylanan yönetim kurulu yıllık çalışma raporu ve bilanço oy birliği ile kabul edildi.ato_genel_kurul (1)

Meslek onuruna inanılmaz darbeler vurulduğu için, mobinge maruz kalan meslektaşlarının intiharın eşiğine geldiğini, hatta canlarına kıydığı 2 yıl geçirdiklerini belirten Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Mungan, konuşmasında şöyle dedi:ato_genel_kurul (2)

“Kadın ve çocuk cinayet ve tacizlerinin, işçi ölümlerinin acımasızca kanıksandığı çıkmazlarla dolu, doğruların tartışılır ve hatta yanlışların doğru olduğunun iddia edildiği bir zamanda görev yaptık. Hekimleri, özel sektör-kamuda çalışan, tam gün-kısmi statü, aile hekimi-pratisyen hekim gibi kutuplara ayıran, bu kutuplaşmadan medet uman ve hatta ayrılıklarımızla güçlenmeyi kazanç sayan yönetimlerin kıskacı içinde çalıştık. Kamuoyunun sanal ve geçici çıkarlarla uyutularak neoliberal politikaların en gürbüz çocuğu olan sağlıkta özelleştirmenin tek çıkar yol gibi dayatıldığı bir dönemde görev yaptık. Ve bu süreçte hastalardan tam 11 kademede ücretsiz olduğu söylenen sağlık hizmeti için paralar kesildi. Performans sistemiyle sağlık, market ürünü satışından yüzde alma gibi insan hayatını hiçe sayan bir hale getirilerek hem sağlık çalışanları hem de hizmet alan kesim mutsuz kılındı. Yani, insan hayatına bedel biçildi ve bu bedel sağlık çalışanlarına ödetilmek istendi. Meslek odalarının hem meslek ve meslektaşlarına hem de yaşadıkları topluma ve onun dinamiklerine karşı sorumlulukları vardır. Hele söz konusu hekimlik ise sosyal sorunlardan soyutlanmış bir hekim veya oda düşünülemez. İşte bizler de bu nedenle ağaçlar kesilmesin diye Dr. Aşkın Tüfekçi Hastanesi’nin bahçesinde, nükleer ve termik santrallere karşı Akkuyu’da, Ankara’da Fransız Büyükelçiliği’nde, maden kazaları ve işçi ölümleri dursun diye Soma’da, savaşa karşı barışı, siyaha karşı beyazı savunduğumuz için Mardin’de Diyarbakır’da, kadın cinayetleri dursun diye sokalarda olduk. Şiddete maruz kalan hekimlerimizin de yanındaydık, yitirdiğimiz meslektaşlarımızın da. Bazen duayen bir meslektaşımızın evinde çay içtik, bazen de öğrencilerimizle stand açtık. Hakkımız olan hekimevi kapatılmasın diye ayrım yapmadan tüm partilerle görüştük. Meclise gittik. Daha iyi bir mekânda oda ve sosyal tesis yapılması için belediyelerin kapılarını aşındırdık, sözler aldık. Yitirdiğimiz meslektaşlarımızın ihtiyaç içinde olan çocuklarına burs verdik. Öğrencileri destekledik. Etkin Demokrat Hekimlerden kurulu Adana Tabip Odası ekibi olarak bu dönemde de eskiden olduğu gibi TTB’nin ilkeleri ile hareket ettik ve onlarla dayanışma ve işbirliği içinde olduk. Yine TTB çizgisinde ve mesleğimiz adına yeni kazanımların olacağı bir dönem dileklerimle sözlerimi bitiriyor, hepinize katıldığınız için, Eczacı Odamıza misafirperverlikleri için, verdiği emekler için oda çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum.”

Tabip Odaları Kongrelerinin iktidarın yoğun baskısı altında toplandığından söz eden TTB MKÜ Dr. İsmail Bulca, yaptığı konuşmada kongrelerin hekim hareketine güç vermesini diledi.

Etkin Demokrat Hekimler adına konuşan başkan adayı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Mesleki risklerinin diğer mesleklere göre çok daha fazla olmasına rağmen yaşadıkları en büyük sorunun mesleki, özlük ve ekonomik haklarının bu risk düzeyinin çok altında olmasından kaynaklandığını, görevlerinin zorluğunun bilinci ile her üyesine sahip çıkacaklarına, seslerine ve taleplerine kulak verip, sorunlarına çözüm olacaklarına söz verdi.

Sinerji Grubu adına konuşan başkan adayı Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, hekimlerin kutuplaştırılıp, parçalandıklarını, binilen dalın kesildiğini, saflar sıklaştırıldıkça seçim kazanılabileceğini ama kaybedenin yine hekimler olacağını söyleyerek “Tüm hekimlerin odalarına sahip çıkmaları gerekmektedir.” dedi.ato_okten_gunduz

2 LİSTE YARIŞIYOR

Çarşaf liste ile gidilecek seçimde Etkin Demokrat Hekimler Grubundan Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Prof. Dr. Ahmet Hilal, Dr. A. Erhan Özeren, Uzm. Dr. Ferat Erol, Dr. Hakan Şen, Uzm. Dr. Selahattin Menteş, Uzm. Dr. Zehra Filiz Gündoğan Turan. Sinerji Grubundan Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, Dr. Mehmet Tamer Karaarslan, Uz. Dr. Ahmet Alıcı, Uz. Dr. Ardanur Karadal, Dr. Ahmet Yönder, Doç. Dr.Ahmet Barış Güzel, Doç. Dr. Faruk Karateke ile bağımsız aday olan Uzm. Dr. Özcan Yılmaz ve Dr. A. Hisar Altunol yarışacak.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°