ADANA UNESCO GASTRONOMİ ŞEHRİ OLACAK MI?
Manşet Haber 8.05.2021 16:59:07 0

ADANA UNESCO GASTRONOMİ ŞEHRİ OLACAK MI?

ADANA UNESCO GASTRONOMİ ŞEHRİ OLACAK MI?

Adana'nın, gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na dâhil edilebilmesi için başvuru hazırlığı kapsamında düzenlenen Adana Unesco Gastronomi Şehri Adaylık Komitesi Toplantısı Vali Süleyman Elban’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Sheraton Grand Hotel’de gerçekleştirilen toplantıya Vali Elban’ın yanı sıra; Adana Milletvekilleri Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Burhanettin Bulut, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Tokgöz, ilçe belediye başkanları, oda başkanları ile STK temsilcileri katıldı.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı sunumunun gerçekleştirilmesiyle başlayan toplantı, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Vali Süleyman Elban’ın gerçekleştirdiği konuşmalarla sürdü.
Vali Elban toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, dünyada iletişim ve ulaşımın baş döndürücü bir hızla ilerlediğini ve bunun sonucunda şehirlerin tekdüzeleşmeye başladığını belirterek “Şehirlere hâkim olan ulusal ve uluslararası markaların lezzetleri şehirlerin lezzetleri gibi tanıtılmaya ve bir şehrin kendine has kültürü bastırılmaya başlandı. Dolayısıyla UNESCO’nun bu yaratıcı şehirler ağı belki de bu tekdüzeleşmeye karşı verilen bir mücadeledir. Bu mücadelede her şehrin kendine has bir iddiasının olabileceği gibi birçok şehir sadece belirli özellikleriyle tanınıyor da olabilir. İşte bu özellikleri ulusal ve uluslararası düzeyde belli bir çerçeve içinde tanımlamak ve dünyaya tanıtmak çok önemli, çünkü bir özelliğinizi ya da yaptığınız bir işi belli bir disiplin ve altyapı dâhilinde uygun bir formatta tanımlarsanız bu iş o zaman daha anlamlı hale geliyor. Hele ki bu yaptığınız iş konunun uzmanı olan tarafsız bir kurum tarafından kabul edilirse bu iş o şehre inanılmaz bir prestij kazandırıyor. Böylece her şehir bu prestijden yararlanmak isteyecektir. Bizim de kent olarak böyle bir ağın içinde yer almamızın büyük bir avantaj olacağını düşünüyorum.” dedi. Bu ağa dâhil olmak için olması gereken en önemli kriterlerden birinin de ‘katılımcılık’ olduğunu kaydeden Vali Elban, müracaat hakkının büyükşehir belediye başkanına ait olduğunu ancak bu işe şehrin tüm dinamiklerinin dâhil olması gerektiğini, Adana’nın tüm paydaşlarının bu işe omuz vermesi gerektiğini, şehrin tüm insanlarının bu iş için heyecan duyması gerektiğini kaydetti. Müracaat sürecinde herkesin katkıda bulunmasının önemine değinen Vali Elban “Gastronomi alanında böyle bir ağa dâhil olmak, böyle prestijli bir unvanla anılmak Türkiye’de en çok Adana’nın hakkı. Biz kentimizin herkes tarafından bilinen özelliğinin uluslararası düzeyde kabul edilmesini istiyoruz. Dolayısıyla işimiz çok da zor değil. Günlük yaşadığımız, bildiğimiz şeylerin bir disiplin, format içerisinde tüm dünya tarafından bilinmesini arzu ediyoruz. Bu ağda 7 tane alan bulunuyor. Biz Adana olarak bu 7 alanın hepsinde iddialı olabiliriz. Öncelikle gastronomi alanında, gelecek 2 yıl içinde de diğer alanlardan başlamak üzere Adana’mızın bu alanların tamamına dâhil olacağını düşünüyorum. Hatta bizim kentimize bu 7 alanın da yetmeyeceğine inanıyorum.” dedi.
Coğrafyası itibarıyla kentte birçok endemik bitkinin bulunduğunu aynı zamanda Adana’nın çok fazla göç alması sebebiyle birçok farklı kültüre ev sahipliği yaptığını ve bunun sonucunda da farklı kültürlerden izler taşıdığını bu durumun da kentin kültürüne ve gastronomisine katkı sağladığını belirten Vali Elban, UNESCO’nun ağına dâhil olunduğunda Adana’nın renkli havasının UNESCO’ya da geçeceğini düşündüğünü söyledi.
Toplantı, gerçekleştirilen konuşmaların ardından katılımcıların görüş alışverişinde bulunmasıyla sürdü.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°