Adana, Üretim ve Akay..

Adana, Üretim ve Akay..

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre işsiz sayısında 254 bin artış olduğunu açıkladı. Türkiye'nin genç işsizlerinin sayısı da her geçen gün artıyor. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı da 0,7 puanlık artışla yüzde 16,6 oldu.

Bilindiği üzere Adana, işsizliğin tüm alanlarında başı çeken il ünvanını korumaya devam ediyor. Günübirlik tartışmalar, ucuz siyaset, uyumsuz ve kaygısız yerel yönetim anlayışı Adana'da üretim yoksunluğunu da beraberinde getiriyor.

Özel sektör yatırımları hep konuşuluyor ancak ne hikmetse iş istihdama gelince fol ya da yumurta göremiyoruz. Türkiye'nin nüfus yoğunluğu bakımından 5. büyük ili olarak kabul edilmemize rağmen kamu yatırımlarında hüsranları oynamayı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Kalkınma Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlar hayal kırıklığının tuzu biberi oluyor. Bir haber ajansı Adana'nın kamu yatırımlarında 17. sırada olduğunu söylese de aslında bunun doğru olmadığını anlıyoruz. Kısa bir araştırmadan sonra kentimizin Kocaeli'den sonra 21. sırada yer aldığını görüyoruz. 2013 yılında Adana'ya turizmle birlikte imalat sanayiinde de hiç ama hiç (yazıyla sıfır, rakamla 0) yatırım yapılmadığını belirtmek istiyoruz.

***

Önümüzde yerel seçimler var. İlçe belediye başkan aday adaylarıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi aday adayları da projelerini, çalışmalarını kamuoyuna bir bir açıklıyor. Geçtiğimiz günlerde Akif Kemâl Akay'la bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşi sonucunda, Adana'nın üretim yoksunu olduğu gerekçesiyle her alanda geriye gidişin olduğu anafikri çıktı. Akay, üretim dediyse; sadece mal ve hizmet üretiminden bahsetmiyor. Kentin ekonomisini güçlendirmek ve hak ettiği seviyeye ulaşmasını sağlamak için tarım, madencilik, enerji, eğitim, bilim, sağlık ve imalat sanayiinde yapılacak üretimlerin yanında kültür, sanat, turizm, siyaset, spor ve fikir üretiminin ön plana çıkması gerektiğini vurguluyor.

Projelerini de bir kitapta toplayan Akay, aynen şunları söylüyor:

...

'Adana'da Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Demirtaş Ceyhun, Abidin Dino, Muzaffer İzgü, Turgut Kazan gibi insanlar geçmişin çelişkili ama zengin Adana kültürü içinde sanatçı olarak yetiştiler. O çelişkilerin yarattığı sınıfsal bilince sahip insanlar, Türkiye'yi hatta dünyayı beslediler; ama kavga etmediler.

...

Adana dünyanın en verimli üçüncü ovası, California ve Po Ovaları'nın ardından dünyanın en zengin, ürün çeşitliliği en bol olan şehri. Adana'yı birileri üretim dışına itti, Adana, Adanalı 'Biz kendimize yeteriz' psikolojisine girdi. Adana'nın en önemli insanları, onların çocukları artık durumun farkında. Bu çocuklar Adana'da okumuyor, yaşamıyor; çünkü Adana'da iş yapma şansları yok artık.

...

Adana, her alanda üretim yapmak zorunda. Bir yerde üretim yapmak için kaynağa ihtiyacınız vardır. Adana'da üretim yapmak için gerekli şartların hepsi var. Her alanda üretebilmek için, toplumda var olan nitelikli insan kaynaklarının devreye sokulması, önlerinin açılması gerekiyor. Plan, program yapılması, bu insanları yok saymadan, hiçbir önyargı içinde olmadan, belediyenin zemin hazırlaması lazım. Belediye bu insanlara ortam, fırsat, altyapı hazırlamak zorunda. Benim bütün derdim bu. Yani Adana'da yağ var, şeker var, un var, helva yapmak için usta da var; ama bu helvanın en üst vasıfta olacak şekilde yapılması lazım. Adana'da toplum buna uyarsa ki toplumun uyacağını düşünüyorum, Adana, sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun en büyük tarım şehri olur. Her alanda üretim olmazsa gelişimi de yaşayamayız.'

***

Kimseyi suçlamıyorum. Yalakalık olsun diye de koymuyorum bu cümleleri. Akif Bey'e hak verirsiniz ya da vermezsiniz.

Ama durum ortada...

İyi haftalar.

SATIR ARASI

M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net

adanaulus

17.08.2013 13:08:35

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI