ADANA’DA AYÇİÇEĞİNDE 220 BİN TON REKOLTE BEKLENTİSİ
Manşet Haber 31.07.2022 21:20:50 0

ADANA’DA AYÇİÇEĞİNDE 220 BİN TON REKOLTE BEKLENTİSİ

ADANA’DA AYÇİÇEĞİNDE 220 BİN TON REKOLTE BEKLENTİSİ

Türkiye'nin önemli Ayçiçek üretim bölgesi haline gelen Çukurova'da üretici hasat için gün sayarken bu yıl ekim alanında artışa paralel iklim şartlarının da elverişli olmasıyla rekoltenin yüz güldürmesi bekleniyor. Hasat yaklaşırken ayçiçeği üreticileri de taban fiyatın bir an önce açıklanmasını istiyor.
Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin, Türkiye ayçiçeği üretiminin yüzde 10'una yakınını üreten Adana'da ekim alanının önceki yıllara göre arttığını, ayçiçeğinde 220 bin ton rekolte beklendiğini ifade etti. Türkiye’nin yıllık yaklaşık 3,5 milyon ton yağlı tohum üretimi olduğunu ve bunun 2 milyon tonunu ayçiçeğinin oluşturduğunu belirten Tekin, Adana'da en çok ayçiçeği ekim alanının yaklaşık 150 bin dekar ile Ceyhan ilçesinde bulunduğunu, yağışların beklenenden daha iyi olmasının verime de olumlu yansıdığını kaydetti. Adana'nın toplam üretimin yaklaşık yüzde 10'unu karşıladığını belirten Tekin şöyle konuştu;
'Ayçiçeğinin ekiliş alanı her yıl artarak devam etmekte. Geçen yıl 650 bin dekar alanda ayçiçeği ekimimiz varken bu yıl yaklaşık 700 bin dekar üretim alanımız var. Buradan da yaklaşık 220 bin ton civarında rekolte bekliyoruz. Bu yıl yağışlar zamanlı olduğu için ayçiçeğimizde verim geçmiş senelere göre daha iyi. Dönüme ortalama 300-350 kilogram civarında verim alıyoruz. Bu verimin bu yıl biraz daha artacağını düşünüyoruz çünkü bu yıl ayçiçeği tablaları daha büyük ve dolgun. İnşallah bu yıl çiftçimiz, iyi bir üretim sezonu geçirecektir'.
Ayçiçeğinin su, gübre ve ilaç kullanımı olmadığı için maliyetinin düşük olması nedeniyle üreticiler tarafından tercih edildiğini söyleyen İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Tekin, Adana'da ayçiçeğinin özellikle kıraç arazilerde ekiminin yapıldığını dile getirdi.
Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin, Adana'daki Ayçiçek üretimi, hasat ve rekolte ile ilgili değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin yağlı tohum üretim miktarının 3 milyon 480 bin ton, yağlı tohumlar içerisinde en geniş ekim alanına sahip bitkinin ayçiçeği olduğunu ifade eden Tekin, ayçiçeğinin ülkemizde önemli bir yağ bitkisi olarak yağ tüketiminde 1. sırayı aldığını kaydetti. Adana'da ayçiçeği ekim alanlarının her geçen gün arttığını vurgulayan Tekin , '2021 yılı verilerine göre 652 dekar alanda 201 bin ton yağlık ayçiçeği üretimi gerçekleşmiştir. Bu yıl da ayçiçeği ekiliş alanlarımızda bir önceki yıla oranla % 6 artarak 700 bin dekara çıkmıştır. Ayçiçeği tarımı için uygun hava şartlarına sahip olan ilimizde, ortalama verimimiz dekara 300-350 kg ile Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde olup, bu yıl yaklaşık olarak 220 bin ton ayçiçeği rekoltesi beklemekteyiz. Ülkemizde çoğunlukla yağlık olarak yetiştirilen ayçiçeğinin yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspesinde, yüksek oranda protein bulunmaktadır. Bu nedenle karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. İlimizde geçen yıl en fazla Ceyhan ilçemizde ayçiçeği ekimi yapılırken bunu Sarıçam, İmamoğlu, Karaisalı, Yumurtalık ilçeleri izlemektedir' dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°