ADANA’DA CHP’DEN CANAN KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI
Manşet Haber 14.05.2022 11:41:00 0

ADANA’DA CHP’DEN CANAN KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI

ADANA’DA CHP’DEN CANAN KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI






Adana’da CHP,  İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen kararın hukuksuz olduğunu öne sürerek kararı protesto etti.





SHP eski Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar,  il,ilçe, kadın ve gençlik kolları yöneticilerinin de katıldığı protesto eyleminde konuşan İl Başkanı Mehmet Çelebi, dayanışma içinde olduklarını . CHP Adana örgütü ve tüm demokrasi güçleri olarak İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yanında olduklarını belirterek şöyle konuştu:





“ ceza olarak değerlendirmiyoruz. Kararın hedefinde demokrasiye, demokratik siyasete inanan tüm siyasi partiler ve toplumsal muhalefet vardır. Bu yüzden bugün bu karara en yüksek sesle karşı çıkıyoruz. Yargı sopasının muhalefeti susturmak ve baskılamak için iktidar erki tarafından kullanılmasına asla göz yummayacağız ve bu baskılara asla boyun eğmeyeceğiz. Bu cezalar, yasaklar ve baskılar üzerinden siyasi bir kazanç elde etmeye çalışanların hesaplarını, halkımızın da desteği ile sandıkta bozacağız. Demokratik yollarla seçim kazanamayacağını anlayan, seçimde uğrayacağı hezimetten korkan, vatandaşın hiçbir sorununa çözüm üretemeyen tükenmiş bir iktidarın, gücü kaybetmemek için yaptığı son çırpınışlara tanıklık ediyoruz.





AHİM kararlarını görmezden gelen sözde bağımsız yargı! Dün gezi davası, bugün Kaftancıoğlu kararı ile nasıl siyasallaştığını gözler önüne sermiştir. Görünen o ki yakın zamanda yapılan adalet bakanı değişikliği ile siyasetin yargı üzerindeki vesayetini arttırmak hedeflenmiş.





Bugün soma faciasının 8.yılı !





Bir başka deyişle bir avuç kömür için bir ömür veren 301 madencimizin ölüm yıldönümü. Soma davasında 301 maden işçisinin ölümüne sebebiyetle olası kasttan başlatılan dava sürerken Yargıtay 12.ceza dairesinin 3 üyesinin değişmesiyle Soma davasının seyrinin nasıl değiştiğini kamuoyuna hatırlatmak istiyoruz. Üç üyenin değişiminden sonra sanıklar olası kastla yargılanırken bilinçli taksirle yargılama kararı çıktı. Yani 301 insanımızın ölümünden sorumlu olanların, daha az ceza almaları için mahkeme üyelerini değiştiren bir yargıdan bahsediyoruz. Bugün soma davasından çıkan kararlar, sadece kayıplarımızın ailelerinin değil tüm toplumun vicdanını kanatmaya devam ediyor. Bu vesile ile somada yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyoruz.





Toplumun büyük çoğunluğu yargıya güvenini kaybetmiş durumda. 20 yıllık AKP iktidarının en fazla hasar verdiği kurum yargıdır ve bu yüzden sadece siyasette değil her alanda haksız hukuksuz kararlarla karşılaşmaya devam ediyoruz.





Halkımız asla umutsuzluğa kapılmasın! Bu adaletsizliklere, yasaklara, baskılara ve korku düzenine hep birlikte son vereceğiz. Fikirlerin özgürce ifade edilebildiği, eleştirilerin hoşgörüyle karşılandığı, demokratik hakların rahatça kullanıldığı bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız. Bırakın onlar yasaklardan, baskıdan, siyasallaşmış yargıdan medet umsunlar; bizler umudu, sevgiyi ve barışı örgütleyeceğiz!





Yapılacak olan ilk seçimde bu adaletsiz düzene son vereceğiz!





İstanbul il başkanımıza adana örgütümüz ve burada bize güç veren tüm demokrasi güçleri adına sevgilerimizi, dayanışma duygularımızı iletiyoruz.





Canan yüreklidir! Canan cesurdur! Canan bizimdir!”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°