Adana
Manşet Haber 28.10.2012 14:54:50 0

Adana'da cumhuriyet Bayramı Coşkusu

Adana'da cumhuriyet Bayramı Coşkusu

Adana Büyükşehir Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle, şehrin ana cadde, meydan ve bulvarlarını Türk Bayraklarıyla donattı.
Cumhuriyetin kuruluşunun 89. yıldönümü tüm Türkiye’de olduğu gibi, Adana’da da kutlanmaya başlanırken, Adana Büyükşehir Belediyesi, şehrin ana cadde, meydan ve bulvarlarını Türk Bayraklarıyla donattı.
Adanalılar’ın Cumhuriyet Bayramını coşkuyla kutlamaları için tüm imkanlarını seferber ettiklerini söyleyen Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, şehrin çeşitli yerlerini onbinlerce Türk Bayrağı ile süslediklerini vurguladı. Kutlamalar kapsamında süslemenin yanısıra, yarın akşam saat 21.00’de Menderes Spor Salonu’nda ünlü sanatçı Ebru Gündeş’in ücretsiz konser vereceğini kaydeden Aldırmaz, “Bu konsere tüm halkımız davetlidir” şeklinde konuştu.

ATATÜRK ANITI’NA ÇELENK KONULDU...

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu. Törenlere Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Sezai Bostancı, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, askeri ve mülki erkan, meslek oda ve sivil toplum kuruluş temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Vali Coş, Tümgeneral Sezai Bostancı ile Zihni Aldırmaz, Atatürk Anıtı’na tek tek çelenk koydu.
Çelenk töreninden sonra saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Askeri Bando eşliğinde İstiklal Marşı okundu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°