ADANA’DA DİŞ HEKİMLİĞİ GÜNLERİ
Manşet Haber 7.10.2016 20:34:39 0

ADANA’DA DİŞ HEKİMLİĞİ GÜNLERİ

ADANA’DA DİŞ HEKİMLİĞİ GÜNLERİ

Adana(Ulus)--Adana Diş Hekimleri Odası ev sahipliğinde düzenlenen Çukurova Diş Hekimliği Günleri Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Mersin Diş Hekimleri Odalarına kayıtlı diş hekimlerinin katılımıyla başladı.
Adana Sheraton Otel’indeki toplantının açılışında konuşan Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Fatih Güler, artık makinaların makinalarla konuştuğu bir çağa geçildiğini anımsatarak, “Önümüzdeki 10 yıllarda yazılım programlarının ilerlenmesiyle her alanda çok önemli dönüşümler olacak. Bunun Diş Hekimliğindeki etkilerinin Cadcam cihazlarıyla, dijital röntgenlerle, laser center dediğimiz laboratuvar cihazlarıyla görmeye başladık. Cadcam cihazlarının gelişmesi yazılımın ilerlemesiyle ağız içerisinde yapacağımız tüm restorasyonları hazır bloklarla yapacağımız ve bunun rutine gireceği günlerin çok yakın olduğunu görmekteyiz. Aynı şekilde dijital ve tomografik planlarla daha az hata yapacağımız, daha az risk alacağım tedavi konseptlerinde ilerlemekteyiz. “dedi.
“KAZANIMLAR TÜM İNSANLIĞA SUNULMALI”
ÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Toroğlu, “Bir meslekte profesyonel olma yolunda, söz konusu disiplinin ilerlemesinde ve o disiplinde uğraş veren bireylerin – meslek mensuplarının ekonomik ve sosyal statülerinin yükselmesinde, özellikle sağlık alanında meslek örgütlenmesinin önemi büyüktür. Profesyonellik açısından, sağlıklı bir toplumu yaratmayı temel vazife edinen bir meslek grubu olan hekimliğin “mesleki eğitimi”, üniversitelerin olduğu kadar meslek örgütlerininde sorumluluğundadır. Üniversitelerin üç görevi vardır. Eğitim, araştırma ve hizmet. Bu doğrultuda Yükseköğretim ile hedeflenen: meslek edindirmeye yönelik bilgi ve becerileri kazandırmak, bilimsel araştırmalar yapmak, bilgiyi kullanma – değerlendirme ve yorumlama yeteneğini kazandırmak ve bütün bu kazanımları tüm insanlığın hizmetine sunmaktır.” şeklinde konuştu.
“AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI GENEL SAĞLIĞIN AYRILMAZ PARÇASI”
Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, yaşanan zorluklara rağmen yaşamın devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Toplumun aldığı ağız diş sağlığı hizmetinin daha üst düzeye gelmesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Sürekli eğitim ömürboyu olarakta adlandırılır. TDB sürekli eğitimin ülke genelinde sizlere ulaşmasına yoğun olarak çalışmaktadır. Biz sağlıkçılar, diş hekimleri genel sağlık içerisindeki rolümüzüde bilgilerimizi arttırarak daha sağlamlaştırmak zorundayız. Ağız diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Genel sağlık sistemi içerisinde ülkenin sağlık sorunlarının çözülmesinde bizler daha fazla sorumluluk almak durumundayız. Üniversitelerimiz ve 34 odamız Çukurova Diş Hekimliği gibi etkinlikleri yaygınlaştırarak kliniklerde uygulanan alanları en son güncel bilgilerle donanmış bir şekilde ağız diş sağlığını hastalarınıza sunabilmeniz çok önemlidir. Bizler önemsiyoruz. Bu gün bu bilimsel programa emek eden başkan ve yönetim kurulunda bulunan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.'
Konuşmaların ardından Yard. Doç. Dr. Sinan Erşahin’in gitar dinletisi, Prof. Dr. Oğuz Yoldaş’ın “Apikal Periodontitisinin tedavisinde kanıta dayalı stratejiler”, Dr. Khangi Hüseynov’un “İmplant tedavi sürecinin kısaltılması. Muayenehanelerde başarıya giden yol”, Prof. Dr. Burçak Çehreli’nin “Çocuk ve adolesanlarda çürük yönetimi”, Doç. Dr. Haluk Barış Kara’nın “Dental implantolojide kısa implantların yeri”, Prof. Dr. Zafer Çehreli’nin “Mikro sızıntıyı nasıl önleriz” konularında bilgilendirme ve eğitimlere geçildi. Çukurova Diş Hekimliği Günleri Pazar gününe kadar sürecek.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°