Adana’da ‘Kentli Hakları Paneli
Manşet Haber 20.05.2016 10:28:50 0

Adana’da ‘Kentli Hakları Paneli

Adana’da ‘Kentli Hakları Paneli

TMMOB Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün,cumartesi günü yapılacak “Kentli Hakları Paneli”ne tüm Adanalıları davet etti.

Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün, ““Kent nedir?, Kentli nedir?, Yerel Yönetim Nedir, Hak nedir?, İnsan Hakları Nedir?, Kentli Hakları nedir? veya tüm kentlerimizde alabildiğince sürüp giden ve devam da edecek olan kentsel dönüşüm içerisinde bu kavramların geçerliliği, uygulama şekilleri ve birbiri ile ilişkisi nedir? “ gibi konuların panelde tartışılacağını söyledi.ozantuzun_adana

Panelin Kentsel Dönüşüm Kavramı ve Uygulamaları konusunda bir ön söz  olarak kabul edileceğini ifade eden Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan Tüzün, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

“Kentlerin oluşum süreci şu şekilde özetlenebilmektedir; Tarım alanlarının sulanmasının sonucu elde edilen artı ürün. Bu artı ürünü korumak için, kentlerin etrafının surlarla çevrilmesi. Kentin etrafını surlarla çevrilme iradesini ortaya koyan, bir örgütsel yapı. Toplumu kutsal değerler etrafında birleştirerek, bu örgütsel yapının işleyişini kolaylaştırmak. Artı ürünün, yıl boyunca tüketilememesi gerçeği karşısında, çevre kentlerle başlayan ticari ilişki. Bu ticari ilişkilerde daha etkili olan kentlerin, büyüyüp gelişerek siyaseten bölgesel güç haline gelmeleri. Doğan ihtiyaçların sonucu olarak yazı, silindir mühür ve hukuk’un ortaya çıkması. Giderek toplumsal sınıfların oluşmaya başlamasıdır. Yerel Yönetim ve Demokrasi İlişkisi; “Kent”, “yönetim” ve “siyaset” kavramları uzunca bir tarihi gelişim süreci sonunda, demokrasi ve ona ilişkin değerlerle (insan hakları, hukukun üstünlüğü…) hep içe içe kullanılmıştır. Demokrasi  ise, yerel yönetim ve siyaset kavramlarının kesiştiği bir nokta olarak, bununla ilgili tartışmalarda önemli bir yere sahiptir”

Tüzün, yerel yönetimlerin etkinlik, katılma, demokrasi, özgürlük gibi değerlerle birlikte anılmaları, demokrasinin dört temel ilkesi olarak bilinen, çoğunluğun yönetimi, azınlığın haklarının korunması, siyasal eşitlik ve düzenli olarak seçimlerin yapılması gibi ilkelere uygun olmaları gerektiğini kaydetti. Tüzün, “Uluslararası platformda çağımızın en popüler kavramları “Demokrasi” ve “İnsan Hakları” dır.” Yiyerek,  21 Mayıs 2016 Cumartesi Günü Saat: 13.00’te Seyhan Otelinde düzenleyecekleri ‘Kentli Hakları’ panelinin tüm Adanalılara açık olduğunu sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°