Adana’da Nitelikli Yağma ve Dolandırıcılık Operasyonu
Manşet Haber 7.03.2014 14:19:21 0

Adana’da Nitelikli Yağma ve Dolandırıcılık Operasyonu

Adana’da Nitelikli Yağma ve Dolandırıcılık Operasyonu

nitelikli_dolandirici_ada (3)Adana’da kendilerini savcı, baş komiser ve polis olarak tanıtarak vatandaşlardan 3 milyon lira dolandırdığı iddiasıyla gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan 48 şüpheliden 31’inin tutuklandığı açıklandı.

Adana Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, ülke genelinde vatandaşlarımızı telefonla arayarak kendilerini Savcı, Baş komiser, Polis ya da kamu görevlisi olarak tanıtıldığı ihbarı üzerine operasyon yapıldı. Şüphelilerin aradıkları kişilerden “Kimlik bilgileriniz veya banka hesaplarınız terör örgütünün eline geçmiştir, bu şahısların yakalanması için hesabınızdaki parayı, size vereceğimiz hesaba yatırmanız gerekir” şeklinde yalan beyanlarda bulunarak vatandaşlara korku verip dolandıran şahıslara yönelik yapılan Nitelikli Yağma ve Dolandırıcılık Operasyonları kapsamında; şebekenin A.E isimli şüphelinin önderliğinde kurulduğu tespit edildi. Ülke genelinde dolandırıcılık ve nitelikli yağma suçunu işleyen örgüte yönelik, adli makamlardan alınan izin ile 7 aylık çalışma yapıldı.

49 KİŞİ DOLANDIRILMIŞ

nitelikli_dolandirici_ada (2)Yapılan çalışma sonucu, suç örgütünün içinde kamuoyuna mal olmuş birçok ünlü kişinin de bulunduğu 49 vatandaşımızı 3.236.300 lira dolandırdığı tespit edildi. Vatandaşlarımızdan dolandırılmak suretiyle alınan 1.440.500lira tutarında para şüphelilerden alınarak, sahiplerine iade edildi. Gerçekleştirilen bu operasyon sonunda vatandaşların 7.817.250 lira dolandırılmasının engellendiği bildirildi.

Yapılan açıklamada, suç örgütünün 7 aylık süre içerisinde 93 şüpheli şahıs ile işbirliği içinde çalıştığının tespit edildiği, 48 şüphelinin operasyonlar sonucu yakalandığı ve 31 şüphelinin adli makamlarca tutuklandığı bildirildi.

Polisin suç örgütüne yönelik Adana merkezli Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin, Şanlıurfa ve Şanlıurfa ili Akçakale ilçesinde 47 ayrı adreste yapılan eş zamanlı operasyonda 32 şüphelinin yakalanarak gözaltına alındığı, yapılan işlemlerin ardından adli makamlara sevk edildiği açıklandı.

ELE GEÇİRİLEN ALTIN VE MALZEMELER

Açıklamada, şüpheli şahısların ikametleri, iş yerleri ve göstermiş oldukları yerlerde yapılan aramalarda ele geçirilenler şöyle sıralandı:

“1 adet ruhsatsız tabanca ve bu tabancaya ait (22) adet dolu fişek, 2 adet kurusıkı tabanca, 2 adet sustalı bıçak, 1 adet oto, 26 bin 300TL tutarında para, 6 adet altın kolye, 9 adet altın yüzük, 6 adet altın bilezik ve 4 adet altın küpe, 28 adet cep telefonu, 31 adet sim kart, 7 adet bilgisayar kasası, 9 adet dizüstü bilgisayar, 12 adet banka kartı, 23 adet taşınabilir bellek, 7 adet hafıza kartı 10 farklı şahıslara ait banka dekontları ele geçirildi.

Halkımıza bir kere daha hatırlatmak isteriz ki; “Devletin hiçbir görevlisi suçluları yakalamak veya terör örgütüne operasyon yapmak için sizlerden para, kontör veya ziynet eşyası talebinde bulunmaz.”nitelikli_dolandirici_ada (1)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°