ADANA’DA SALGINA KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER
Manşet Haber 7.12.2020 20:15:17 0

ADANA’DA SALGINA KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER

ADANA’DA SALGINA KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER



Sağlık Bakanlığı’nın vakalardaki yüzde yüzü aşkın artışlar nedeniyle Adana’da yeni önlemler alındı. İl hıfzıssıhha kurulu, Adana genelinde piknik yapılmasını, işyerlerinin önünde ve kaldırımlarda birden fazla kişinin oturmasını yasakladı.
Adana Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisinin 06.12.2020 Tarih ve 2020/117 Sayılı Kararı” kamuoyu ile paylaşıldı. İşte o karar:
“1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 26. maddesi gereğince, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu 06.12.2020 tarihinde saat 15.00’te Valilik toplantı salonunda koronavirüs hastalığı (Covid-19) nedeniyle, Vali Süleyman Elban başkanlığında olağanüstü toplanmıştır.
Koronavirüs salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirilmiştir.
Alınan tedbirlerin salgının yayılım hızının düşürülmesine olan etkisinin en üst noktaya taşınabilmesi amacıyla; Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27 ve 72’nci maddeleri uyarınca ilimizde aşağıdaki tedbirlerin alınması kararlaştırılmıştır.
KARAR:
1- İl sınırlarımız içerisinde (göl kenarları, parklar, mesire yerleri, sahil vb. tüm alanlarda) piknik yapmanın yasaklanmasına,
2- İş yerleri önlerinde ve kaldırımlarda (birden fazla kişinin) sandalye, tabure vb. kullanarak oturmanın yasaklanmasına,
Yukarıda belirtilen tedbirlere ilişkin, Kaymakamlar ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarının en üst amirleri tarafından gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyetlere neden olunmaması, alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre Kanun’un ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması hususunda oy birliğiyle karar verilmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°