ADANA
Manşet Haber 31.12.2019 17:12:10 0

ADANA'DA SELDEN ZARAR GÖREN HER HANEYE BİN LİRA YARDIM

ADANA'DA SELDEN ZARAR GÖREN HER HANEYE BİN LİRA YARDIM

Vali Mahmut Demirtaş, Adana’yı etkisi altına alan olumsuz hava koşullarının neden olduğu mağduriyetlerin giderilmesi için il genelinde yapılan çalışmaları değerlendirdi.
Vali Demirtaş İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü aracılığı ile yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Geçtiğimiz hafta kentimizi etkisi altına alan kuvvetli yağışların ve olumsuz hava koşulunun ilimiz genelinde oluşturduğu olumsuz durumlar ve sel baskınları vesilesiyle kamu kurum ve kuruluşlarımız, belediyelerimizle iş birliği içinde tüm imkânlarımızı seferber ederek vatandaşımızı yalnız bırakmadık.’’ dedi. İvedilikle oluşturulan‘‘kriz masası’’nda Adana genelinde ne tür çalışmalar yapılması gerektiğine ilgili yetkililerle karar vermelerinin akabinde Adana’da meydana gelen hasarı tespit ederek su baskınlarından zarar gören vatandaşların zararını karşılamak amacıyla; büyükşehir belediyesi, kaymakamlıklar, ilçe belediyeleri, Adana İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ve Türk Kızılayında görevli personelle beraber yapılan çalışmalara bizzat katıldıklarını belirten Vali Demirtaş, ‘‘Vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya çalıştık. Sel felaketinin yaşandığı mahallelerde hayat normale dönene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Seyhan, Yüreğir ve Sarıçam ilçelerinde su taşkınlarında hasar gördüğü tespit edilen her haneye; 1.000 TL ve üzeri olmak üzere toplam 4 milyon 109 bin TL nakdi yardım gerçekleştirilirken su baskını olan her haneye; 2.947 adet yatak, 10.000 adet yastık, 8.841 adet battaniye dağıtılmış olup, çekyat ve halı dağıtımı da yapılmaya başlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yağıştan zarar gören okullara toplam 1 milyon TL nakdi yardım gönderilmiştir. Bakanlığımız tarafından yapılan bu yardımla okullarımızın hasarı en kısa zamanda giderilecektir. Devletimizce yapılan bu yardımların yanı sıra belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve hayırseverlerimiz tarafından da yardımlar gerçekleştirilmiştir. AFAD tarafından hasar tespitlerinin tamamlanması sonucunda vatandaşlarımıza yardımlar yapılmaya devam edecektir.”
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hasar gören tarım arazilerinin de tespit edildiğini ve suların çekilmesiyle birlikte nihai tespitlerin yapılacağını aktaran Vali Demirtaş, ‘‘Yağışların yoğun olduğu süre boyunca dört merkez ilçemizde (Seyhan, Çukurova, Yüreğir, Sarıçam) sevgili öğrenci ve öğretmenlerimizin mağduriyetine sebebiyet vermemek için; okullarımızda eğitim-öğretime ara verdik ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarında görevli olan engelli, hamile ve kronik hastalığı olan personelimizi izinli saydık.’’ dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°