ADANA’DA ‘SİYASİ PARTİLERİN SAĞLIK POLİTİKALARI’ TARTIŞILDI
Manşet Haber 22.01.2023 18:41:00 0

ADANA’DA ‘SİYASİ PARTİLERİN SAĞLIK POLİTİKALARI’ TARTIŞILDI

ADANA’DA ‘SİYASİ PARTİLERİN SAĞLIK POLİTİKALARI’ TARTIŞILDI






Adana Tabip Odası, Eczacı Odası ve Diş Hekimleri Odası işbirliğiyle hazırlanan siyasilerin sağlık sistemine bakış açılarının masaya yatırıldığı ‘Siyasi Partilerin Sağlık Politikaları’ söyleşisinin ikincisi yapıldı.





‘Siyasi Partilerin Sağlık Politikaları’ konu başlıklı söyleşide konuşan Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş, “Sağlık paydaşı olan Adana Tabip, Eczacı ve Diş Hekimleri Odası ile birlikte seçime giderken bu sıkışmış sağlık sistemine bakışı ve çözüm önerilerini ilk ağızdan dinlemek istedik. Bu toplantılarımızda geleceğin Sağlık Bakanlarını ağırlıyor olabiliriz. Biz sağlık paydaşları olarak başa kim gelirse gelsin sağlık alanında mutlu olacağı bir sistem istiyoruz. Hekimin, eczacının, dişhekiminin ve sağlık çalışanlarının gelecek kaygısı yaşamadan, şiddete uğramadan yaşamasını istiyoruz.” dedi.





Geleceğe güvenle bakmak istediklerini belirten Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ö. Mürsel Yalbuzdağ, ise şöyle konuştu:





“Biz eczacılar çöküş dönemine girdik. Hekimlere şiddet uygulayanlar şimdi de İlacını bulamadığı için eczacıya yönelecek. Kişi gerçekten hasta mı? değil mi? Bunu bilmesi için toplumun sağlık okuryazarlığı konusunda eğitilmesi gerekir. Gerçi refah seviyesi yüksek olmayan, mutlu olmayan bu eğitimi alsada işe yaramaz. Her siyasi parti programına okul çağından başlayan sağlık okur yazarlığını dahil etmelidir. Sağlıktan tasarruf edilmemelidir. Gelecek güvenle kurulmalı, geleceğe güvenle bakılmalıdır. Ülke olarak kendi ilacımız, aşımızı üretmek zorundayız.             Hepatit, tetenoz, yenidoğan aşısı yapılamadığı gibi kuduz aşısı bile yok. Yerli üretime geçilmesi için sizlerden çaba sarfetmenizi istiyoruz.”





Sağlık Bileşenleri olarak bu tarz etkinliklerin hem mesleki hemde halk yararı olduğu için sürdürülmesinin faydalı olduğunu ifade eden Diş Hekimleri Odası Başkan Vekili Dt. Mustafa Kalat,  “Her siyasi partinin hedefi; halkın ekonomik gücünü ve yaşam kalitesini arttırmak olmalıdır. Çünkü kendine yeten kişi etrafına faydalı olur. En azından zarar vermez diye düşünüyorum. Muayenehane, ağızdiş sağlığı polikliniklerinde ve merkezlerde çalışan yaklaşık 20.000 Diş Hekiminin sağlık sistemine entegre edilmesinin zamanı gelmiştir.” şeklinde konuştu.





Sağlık hizmetlerinin tamamının ücretsiz olacağını söyleyen Deva Partisi Sağlık Politikaları Başkanı Aysun Hatipoğlu ve Üye Prof. Dr. Ömer Erdeve, Deva Partisi Sağlık Politikaları Eylem Planında yer alan projelerinden söz etti.





Sağlık politikalarını geliştirmek için yoğun çalıştıklarını söyleyen Hatipoğlu ve Erdeve, şöyle konuştu:





“İşe toplumun ruh sağlığını koruyarak başlayacağız. Vizyonumuz: Halkı hastalıklardan koruyan; hasta olana en kaliteli tedaviyi sağlayan; bunu yaparken de sağlık çalışanlarının hakkını gözeten; herkes için erişilebilir ve adil bir sağlık sistemi yaratmak. Toplumsal ve lokal şiddeti önleme ve bağımlılıkla mücadele için ilgili kurumsal yapıları güçlendireceğiz ve eşgüdüm sağlayacağız. Tıp, diş ve eczacılık fakülteleri ile diğer yaşam bilimleri dallarında eğitim kalitesini yükselteceğiz. Hekimler ve diğer sağlık meslek mensuplarının gelir, özlük hakları, mesleki gelişim ve iş-yaşam dengesini iyileştireceğiz. Sağlık sektöründe beyin göçünü durduracağız. Sağlık sektöründe insan kaynağı planlamasını toplumun güncel ihtiyacı ile uyumlu hale getireceğiz. İlaç fiyat kararnamesini günün koşullarına uygun hale getireceğiz. Türk Hemşireler Birliği kuracağız. Sağlıkta yüksek teknoloji ürünlerin ülkemizde üretilmesini teşvik edecek uzun vadeli bir teşvik yol haritası ve eylem planı geliştireceğiz. Tıbbi cihaz, ilaç ve malzeme alanları başta olmak üzere sağlık alanında ülkemize uluslararası yatırım çekecek proje bazlı teşvik sistemleri uygulayacağız. Yüksek teknoloji ilaç, aşı ve kan ürünlerinin ülkemizde üretimi için özel teşvik mekanizmaları yoluyla yerli ilaç sanayiinin kullanılmayan kapasitesinin bu alanlara yönlendirilmesini sağlayacağız. Sağlık Bakanlığı’nın temel rolünü “politika yapıcı” olacak şekilde yeniden tanımlayacağız ve önceliğini “koruyucu sağlık hizmetleri” yapacağız.”





Toplantıya, TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş ve YK Üyeleri, Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ö. Mürsel Yalbuzdağ ve YK Üyeleri, Adana Diş HekimLeri Odası Başkan Vekili Dt. Mustafa Kalat ve YK Üyeleri, SES Eş Başkanı Halide İnci, Hekim Birliği Sendikası Adana Şube Başkanı Uzm. Dr. Mehtap Doğan, Genel Sağlık İş Sendikası yöneticileri, Deva Partisi İl Başkanı Sadullah Kısacık ve partililer, CHP İl Başkan Yardımcısı Dr. Halit Atik, hekim ve sağlık çalışanları katıldı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°