ADANA’DA STK’LARDAN DEKLARASYON
Manşet Haber 19.07.2016 01:20:08 0

ADANA’DA STK’LARDAN DEKLARASYON

ADANA’DA STK’LARDAN DEKLARASYON

Adana’daki sivil toplum kuruluşları, milli iradeyi sahiplenme adına ortak bir deklarasyon yayınladı.
Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Odası, Adana Ticaret Borsası, Adana OSB, Adana ESOB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, Çukurova GİAD, ADSİAD, AYAMDER, AGİAD, ASKON, MÜSİAD, AKAMDER, TÜMSİAD, TÜRK KIZILAYI, Adana Sivil Toplum Platformu, Çocuk Kanser Derneği, Adana Gençlik Mrk. Koord. İŞKAD, TOBB Kadın Girişimciler ve TOBB Genç Girişimciler’den oluşan “Adana Milli İradeye Saygı Platformu”ndan “Demokrasi İçi Milli İradeye Saygı” başlığı ile yayınlanan deklarasyon şöyle:milli_irade
“Milletten alınan yetkiyi antidemokratik ve hukuksuz bir şekilde gasp etmek isteyen bütün odaklara karşı tek vücut, tek yürek olma iradesini gösterdiler.
Biz, Adana’yı temsil eden STK’lar olarak; Darbe Girişimine Hayır diyoruz.
Ülkemizin yarınlarını, geleceğini karartacak bütün gelişmelere, kötü niyetlere tek vücut olarak karşı durduğumuzu tüm kamuoyuna duyururuz.

Ülkemiz ve milletimiz şanlı tarihi, geçmişten günümüze taşıdığı değerleri, birlikteliğiyle, din, dil, ırk, siyasi görüş ayrımı yapmadan demokratik haklarına ve geleceğine sahip çıkmış, Yüce Türk Milletinin gücünü tüm Dünya’ya bir kez daha göstermiştir.

Oluşan bu irademizi, bugün saat 19.30’da Adana İstasyon Meydanı’nda, bütün Adanalıları darbeye karşı tek yürek olmaya ve iradesine sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°