ADANA’DA SURİYELİLERE AYRICALIK
Manşet Haber 12.11.2018 18:58:40 0

ADANA’DA SURİYELİLERE AYRICALIK

ADANA’DA SURİYELİLERE AYRICALIK

Adana Valiliği, sadece şehit ve gazi çocuklarına tanınan ikametgahına bakılmaksızın okul kayıtlarının yapılması ayrıcalığını Suriyeli öğrencilere de verdi. Adana Vali Yardımcısı Mustafa Yavuz’un imzasıyla 15 ilçe kaymakamlığı kanalıyla ildeki tüm okullara gönderilen yazıda, Suriyeli öğrencilerden 1. sınıfa başlayacaklardan “denklik belgesi istenmemesi” talep edildi.CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine taşıdı.
Adana’da, Suriyeli öğrencilere herhangi bir şart aranmadan istedikleri okullara kayıt yaptırma olanağı verildi. Adana Vali Yardımcısı Mustafa Yavuz’un imzasıyla 15 ilçe kaymakamlığına gönderilen yazıda, ülkemizde geçici koruma altında olan eğitim çağındaki Suriyeli çocukların, Türk eğitim sistemine entegrasyonu kapsamında 2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi okullarakayıtlarının alınması çalışmalarının devam ettiği belirtildi.
Yazıda, Suriyeli öğrencilerin nitelikli eğitime erişimi için, örgün eğitime kayıtları konusunda bazı okul yetkililerinin “isteksiz” davrandığı ve “yer olmadığı, okulun ikametgah kapsamında olmadığı, denkliği olmadığı vb. sebeplerle velilere zorluklar çıkardığı ve okula kayıt etmedikleri yönünde şikayetlerin geldiği savunuldu. Suriyeli öğrencilerin okullara kayıtları konusunda ikametgah kapsamı aranmaması, öğrencilerin denklik başvurusu alınıp (DYS sistemi üzerinde) bağlı olduğu ilçe milli eğitim müdürlüğünden denklik talebinde bulunulması, ilkokula başlayacak öğrencilerin (1. Sınıfa) ise, denklik belgesi istenmeden kayıtlarının yapılması talimatı verildi.Suriyeli öğrencilerin okullara kayıtları sırasında kurum idaresinin hassasiyetle davranması gerektiği, zorluk çıkartan ve kayıtlarıyapmayan kurum idaresi hakkında yasal işlem başlatılacağı da yazıda vurgulandı.
ŞEHİT ÇOCUKLARINA TANINAN BİR HAK
CHP’li Orhan Sümer, okula kayıt işlemine ilişkin yönetmelikte öğrencilerin yerleştirilecekleri okulları belirlemek üzere ikamet bilgilerinin esas alındığı, bunun da ulusal adres veri tabanındaki adres bilgilerine göre düzenlendiğini hatırlattı. Sümer, aynı yönetmelikte şehit ya da gazi çocuklarının ise adres bilgilerine bakılmaksızın talep ettikleri okula kayıt yaptırma istisnası tanındığını ifade ederek, “Bu ülke için canını ortaya koyan, fedakarca görev yaparken şehit düşen ve geride kalan çocukları bizlerin emaneti olan şehitlerimizin ve gazilerimizin çocuklarına tanınan bu hakkın Suriyeliler’e verilmesi doğru değildir. Eğer bu hakkı tanımak istiyorsanız, yönetmeliği değiştirirsiniz ve tüm çocukların yararlanmasını sağlarsınız. Yok tanımak istemiyorsanız, böyle yazışmalarla şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayın” dedi.
MECLİS GÖNDEMİNDE
Orhan Sümer, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine taşıdı. Bu konuda benzer bir uygulamanın 2017 yılında Bursa’da hayata geçirilmek istendiğine, ancak gelen tepkiler üzerine vazgeçildiğine işaret eden Sümer, söz konusu uygulamanın Adana’da neden hayata geçirildiğini sordu. Sümer, “Yönetmelik gereği ülkemizde sadece şehit, harp malulü ve muharip gazi çocuklarının okullara kayıtlarında adreslere bakılmaksızın istedikleri okula kayıt yapılmasına rağmen, bu hükmü Suriyeli çocuklar için işletmenizin gayesi nedir? Binlerce Suriyeli çocuğun şehit ve gazilerin çocuklarına tanınan hukuki istisnadan yararlandırılmasına Bakanlık olarak yaklaşımınız nedir” sorularını yöneltti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°