Adana’da Uluslararası Tenis Turnuvası
Manşet Haber 31.05.2015 14:50:06 0

Adana’da Uluslararası Tenis Turnuvası

Adana’da Uluslararası Tenis Turnuvası

adana_tenis_turnuva (3)Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporlar Kulübü tarafından milli sporcu Sinan Südaş anısına düzenlenen Uluslar arası kadınlar tenis turnuvasına 19 ülkeden 32 sporcu katılıyor.

Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü Başkanı Ali Baş, yönetim kurulu üyeleri Hüseyin Kurtar ve Ali Sezer yaptıkları açıklamada, “Sinan Südaş Women Cup Turnuvası”nın  geleneksel  hale geldiğini belirterek, “Bu turnuva kulübümüz açısından önemlidir. Nedeni 2009 yılında Amerika'da geçirmiş olduğu elim bir kaza sonucu vefat eden başarılı milli sporcumuz Sinan Südaş'ın anısının yaşatılmasıdır.” dedi.adana_tenis_turnuva (2)

Uluslararası Sinan Südaş kadın tenis turnuvasının 1-7 Haziran tarihleri arasında Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü tesislerinde yapılacağını belirten Ali Baş, turnuvaya bu yıl 19 ülkeden 32 porcunun katılacağını ve birinci gelecek sporcuya 10 bin dolar ödül verileceğini açıkladı.adana_tenis_turnuva (1)

Turnuvaya İsveç, Bosna Hersek, Norveç, İtalya, Bolivya, Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya, Kazakistan, Gürcistan, Avustralya,Portekiz, Romanya, Çin, Polonya, Venezüella, Türkmenistan ve ABD’den katılacak sporcular katılıyor. Adana’ya gelen sporcular hazırlıklarını Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nün Seyhan Baraj Gölü kıyıındaki tesilerinde sürdürüyor.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°