Adana’da yasağı takan yok!
Manşet Haber 4.09.2012 03:19:11 0

Adana’da yasağı takan yok!

Adana’da yasağı takan yok!

Adana, hafta sonunda bilinçsiz mısır üreticilerinin yasak olmasına karşın yaktığı anız nedeniyle duman altında kaldı. Yakılan anızlar rüzgarın da etkisiyle kent merkezine kadar ulaşırken, vatandaşlar duman soludu. Anız yakılmasına tepki gösteren vatandaşlar yetkililerin konuya duyarsızlığından yakınırken, anız yakılan tarlalardan arta kalanlar ise yoksul vatandaşlar için geçim kapısı oldu..
Seyhan ilçesi Çukobirlik fabrikası arkasındaki mısır tarlalarında hasadın sona ermesinin ardından bilinçsiz mısır üreticileri tarlada kalan mısır saplarını yakarak Adana’yı dumana boğdu.
6 bin TL tutarında para cezası uygulanması da bilinçsiz üreticilerin anız yakmasına engel olamazken, rüzgarın etkisiyle kent merkezine kadar ulaşan mısır parçacıkları Adanalıları isyan ettirdi.
SAMAN YAPILABİLİR
Bölgede saman alım satımı yapan Ahmet Buldu, yakılan anız tarlalarını göstererek milli servetin heba edildiğini söyledi. Bu yıl saman fiyatlarının yüksekliği nedeniyle hayvancılık sektöründe yaşanan sorunları anımsatan Buldu, Hükümetin bu sorunların aşılması için saman ithaline izin verdiğini vurguladı.
Buldu, “Yaşanan kuraklıktan dolayı Türkiye’de bu yıl ciddi bir saman problemi yaşanıyor. Mısır hasadından sonra tarlada kalan mısır saplarından saman balyası yapılabilme olanağı var ancak, kimse dinlemiyor ve yasak olmasına karşın bu sapları yakmayı tercih ediyorlar. Bu elimizdeki milli servetin heba edilmesinden başka bir şey değil. Para cezaları da anız yakılmasına engel olmuyor. Yetkililer de denetim görevlerini yapmayarak ya anız yakılmasına göz yumuyor ya da görevlerini yapmıyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°