ADANA
Manşet Haber 22.02.2023 22:58:32 0

ADANA'DA YIKILAN BİNALARIN NEDENLERİ

ADANA'DA YIKILAN BİNALARIN NEDENLERİ






Ç.Ü. Mühendislik - Mimarlık Fakültesi .Jeoloji Mühendisliği Bölümüöğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Sedat Türkmen, depremin etkisinin zayıf, alüvyon zeminlerde, ovalarda çok daha yıkıcı olduğuna dikkat çekti. Türkmen, “Bu durum bilimsel olarak da bilinmesine rağmen, sürekli olarak ifade ettiğimiz ovalarda yapılaşmanın yapılmaması ovaların alüvyon ve yumuşak zayıf zemin özelliğinde olmasına rağmen başta Hatay, Kahramanmaraş ve diğer yerleşim yerleri tamamen fay hattındaki alüvyon zeminlerde, yüksek binalar inşaa edilerek yapılaşmış ve bugünkü sonuç ortaya çıkmıştır.” dedi.





Prof. Dr. Sedat Türkmen, depremlerle ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi:





“06 Şubat 2023 tarihinde Pazarcık (Kahramanmaraş) dolayında yerel saat ile 04.17’de aletsel büyüklüğü (Mw) 7,7 olarak kaydedilen yıkıcı bir deprem Kahramanmaraş'ın yanı sıra Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye ve Şanlıurfa'da çok şiddetli hissedilmiş, 9 saat sonra saat 13:24 ‘te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana gelmiştir. maalesef her iki deprem sonucu bu illerde binlerce bina yıkılmış ve binlerce insanımız hayatını kaybetmiştir. Depremin oluştuğu fay hattı çok bilinen ve uzun yıllardır yerbilimciler tarafından işaret edilen Doğuanadolu fay hattı olup bu bölgede birkaç kola ayrılmakta, Hatay’dan güneye doğru Ölüdeniz fay hattı ile Kızıldenize, bir kolla Kıbrıs üzerinden Akdenize kadar uzanan aktif bir fay zonudur.









Şekil 1 Türkiyenin aktif fay hatları haritası (Bozkurt, E. 2001)





Oluşan depremler göstermiştir ki depremin etkisi zayıf, alüvyon zeminlerde, ovalarda çok daha yıkıcı olmaktadır. Bu durum bilimsel olarak da bilinmesine rağmen, sürekli olarak ifade ettiğimiz ovalarda yapılaşmanın yapılmaması ovaların alüvyon ve yumuşak zayıf zemin özelliğinde olmasına rağmen başta Hatay, Kahramanmaraş ve diğer yerleşim yerleri tamamen fay hattındaki alüvyon zeminlerde, yüksek binalar inşaa edilerek yapılaşmış ve bugünkü sonuç ortaya çıkmıştır. Bu bir sürpriz değildir. Anayasa gereği ovalarda yapılaşma yasak olduğu halde, fay hattında; amik ovası ve bu hat boyunda uzanan alüvyon zeminlerde yoğun yapılaşma oluşturulmuş, yüksek bina yapımına izin verilmiştir. Buna ilave olarak çıkartılan imar afları da uygun olmayan yapıların yapılmasına izin vermiştir.





Her yıl paneller ve seminerlerle veya bilimsel çalışmalarla deprem konusunda gerekli önlemlerin alınması, özellikle alüvyon zeminlerde ve ovalarda yapılaşmaya izin verilmemesi uyarılarına rağmen, bu durum dikkate alınmayıp, hiçbir önlem alınmamıştır. Uzun yıllardır yapılan bilimsel toplantılara, panel ve seminerlere maalesef hiçbir yetkili, belediye mensubu ilgi göstermemiştir. İmar planları sürekli değiştirilerek bu alanlar yapılaşmaya açılmıştır. 1999 Marmara depreminden sonra deprem açısından çıkartılan kentsel dönüşüm yasası, amacı doğrultusunda uygulanmamış, zemin ve deprem konusu dikkate alınmadan bina dönüşümü şeklinde çok katlı yapılaşma ile müteahhitlerin rant sistemine dönüşmüştür.





Şekil 2 Oluşan deprem dağılımı ve aktif fay zonları (AFAD) (Jeoloji Mühendislerinin belirlediği MTA’nın fay hatları haritası birebir doğrulanmıştır)









6 Şubat 2023 Tarihinde meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki Pazarcık ve 7.6 büyüklüğündeki Elbistan depremleri yaklaşık 160 km ve 190 km uzakta olmasına rağmen Adana’ da 12 apartmanın yıkılmasına 30 binanın ağır hasar, 120 binanın da orta hasar almasına neden olmuştur. Deprem sonucu Adana’da 418 insan hayatını kaybetmiştir. Özellikle Çukurova İlçesinde belli bir kesimde bina yıkılması ve hasarlı binaların çokluğu, binaların bu bölgede niçin yıkıldığı sorusu bir çok insan tarafında merak konusu olmuştur. Bilimsel olarak da araştırılması gereken bu sonuç elbette ki birkaç etkene bağlı olarak sonuçlanmış olabilir. Yaptığımız ilk incelemelerde ve gözlemlerde yıkılan binalarda ortak birkaç özellik saptanmıştır. Bunlar;





1- Yıkılan binalar 10 katın üzerinde 14 ve 16 katlı binalardır.





2- Tüm binalar 27 Haziran 1998 depreminden önce yapılan binalardır.





3- 1998 öncesi hazır beton kullanılmadığı için tüm inşaatlar doğal agrega kullanılmış (Betonda kullanılan kum çakıl, dere malzemesidir), betonda kırma taş kullanılmamıştır.





4- Özellikle Güzelyalı, Süleyman Demirel bulvarı ile Barış Manço bulvarı arasında Yurt Mahallesi ile Huzurevleri Mahallesine kadar uzanan bir alanda bulunmalarıdır.





5- Bu alanda jeolojik birimler (Zemin) ağırlıklı olarak tabanda kiltaşı (Handere formasyonu) yüzeyde kireçli toprak (kaliş birimi) yer yer üst kesimde, bazı alanlar kalın olmayan çakıltaşı (ayrışmış konglomera) olarak gözlenmektedir.





6- Bu bölge yapılaşma öncesi bağ bahçelik ve bir çok küçük dere yatağının bulunduğu bir bölge iken yer yer dereler doldurularak yoğun bir yapılaşmaya açılmıştır. Ancak yıkılan binanın çevresinde, bitişiğinde yıkılmayan binalar olması yıkılmaların doğrudan zeminle ilişkili olmadığını göstermektedir





7- Yapıldığı yıllarda ayrıntılı zemin etütlerinin yapılmaması





Sonuç olarak değerlendirildiğinde, binaların yıkılmalarında birinci etken inşaat kalitesi, yüksek katlı olmaları (10 katın üstü), kot olarak Adana’nın en yüksek kesiminde bulunmaları dolayısıyla sismik etkinin yansıma ile büyümesi olasılığı (? bu bilgi henüz deprem istasyon kayıtlarından teyid edilmedi) olarak açıklanabilir.



YAZARLAR

35.8° / 20.3°