ADANA’DAKİ ÇERKESLERİN BULUŞMASI
Manşet Haber 16.10.2016 09:26:55 0

ADANA’DAKİ ÇERKESLERİN BULUŞMASI

ADANA’DAKİ ÇERKESLERİN BULUŞMASI

Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı İsmail Güneş, 2017 yılında 50. Kuruluş yılını kutlayacaklarını belirterek, günümüzde kentlerde bir arada kültürel değerleri yaşatmanın, birlik ve beraber içinde olmanın en önemli mekanlarının dernekler olduğunu ifade etticerkes_gunes_adana (3)
Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı İsmail Güneş, böylesi nezih, coşkulu bir kalabalıkla birlikte olmaktan sonsuz mutluluk duyduklarını ifade etti. Geçen yılki faaliyet döneminde özverili çalışmalarından ötürü kadınlar kolu ve gençlik koluna teşekkür eden Güneş, derneğin kuruluşundan bu yana emek veren birbirinden değerli yönetici ve başkanların olduğunu belirtti. 2017 yılında derneğin 50. Kuruluş yılını kutlayacağını belirten Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanı İsmail Güneş ,50 yıl önce derneği kurmak ve yaşatmak konusunda emek veren insanların vizyon sahibi olduklarını, günümüzde kentlerde bir arada kültürel değerleri yaşatmanın, birlik ve beraber içinde olmanın en önemli mekanlarının dernekler olduğunu ifade etti.cerkes_gunes_adana (6)
ADİGE CEUG İLE EĞLENDİLER
Dernek kurucu üyelerinden Selahattin Altaş ise yaptığı konuşmada böylesi güzel bir geceyi düzenleyen yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Geceye Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel ve çok sayıda dernek üyesi katıldı. Samimi sohbetlerin gerçekleştiği yemek sonrası gençler ve genç kalanlar Adige Ceug ile eğlendiler.cerkes_gunes_adana (8)

cerkes_gunes_adana (7)

cerkes_gunes_adana (5)

cerkes_gunes_adana (2)


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°