ADANA
Manşet Haber 3.04.2018 18:25:49 0

ADANA'DAKİ 'SKANDAL'A ÇİFTE SORUŞTURMA

ADANA'DAKİ 'SKANDAL'A ÇİFTE SORUŞTURMA

CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Çukurova ilçe örgütünde yaşanan ve kamuoyunda skandal olarak nitelendirilen olayla ilgili açıklama yaptı. Barut, olayı araştırmak için Çukurova ilçe ve ilde ayrı ayrı komisyonlar kurulduğunu, gerçeklerin ortaya çıkarılarakl tüzük hükümleri çerçevesinde gereğinin yapılacağını açıkladı.
Ayhan Barut, sosyal medya hesabından, “KAMUOYUNUN BİLGİSİNE” başlığı ile yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Çukurova Belediye Başkanımız Sn Soner Çetin ve Çukurova İlçe Örgütümüzle ilgili bazı basın yayın organlarında yayınlanan haberler ve sosyal medya ortamındaki paylaşımlarla ilgili olarak bu bilgilendirmeyi yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Çukurova İlçe Örgütümüzde yaşanan konuyla ilgili olarak hem Çukurova İlçe hem de Adana İl Örgütümüz birbirinden bağımsız birer komisyon kurmuş ve konuyla ilgili başlattıkları soruşturmalar sürmektedir.
Sözkonusu olayla ilgili olarak sorumlu ya da sorumluların saptanıp, parti tüzüğü çerçevesinde hak ettikleri cezaya çarptırılması konusunda titiz bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmaların neticesinde sözkonusu olayla ilgili tüm gerçekler ortaya çıkarılacak ve yaptırımlar da yine parti tüzüğümüzün hükümlerine göre uygulanacaktır.
Bu soruşturmalar tamamlanıp, gerçekler gün yüzüne çıkarılmadan ve il disiplin kurulumuz bağımsız bir şekilde parti tüzüğüne ve disiplin yönetmeliğine uygun bir şekilde kararını vermeden, sosyal medya üzerinden suçlu olarak itham etmek, en başta partimizin savunduğu hak, hukuk, adalet ilkesine aykırıdır.
İl Örgütü olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin her üyesine yönelik haksız ithamların ve saldırıların dün olduğu gibi bugün de yarın da karşısında durmaya devam edeceğiz.
Çünkü, İl Örgütü partimizin tüm üyelerinin hakkını, hukukunu koruyup gözetmekle yükümlüdür. Bu sorumluluğumuzu ve yükümlülüğümüzü bugüne dek nasıl eksiksiz olarak yerine getirdiysek, bundan sonra da aynı tavrımızı istisnasız şekilde sürdüreceğiz.
Hiç kimse merak etmesin! İl Örgütü olarak her zaman suçlunun karşısında, suçsuzun yanındayız.
Partililerimizin ve partili olduğunu düşündüğümüz bazı insanların, birkaç günden bu yana sosyal medyada paylaştıklarını ibretle takip ediyoruz.
Ülkemizin ve kentimizin geleceğini belirleyecek seçimlerin gerçekleştirileceği 2019’a odaklanmamız gerekirken bugün uğraşmak zorunda kaldığımız örgüt içi sorunlar ve sosyal medyada paylaşılan dedikodular ne yazık ki hedefe ulaşmamızın önündeki tek engel konumunda olsa da bu olumsuzluklar hiçbir şekilde 2019’da yerelde ve genelde iktidar olma hedefimize ulaşma konusunda azim ve kararlılığımızı etkilemeyecektir.
Herkesin bilmesi gerekir ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanları Genel Başkan’ın temsilcisidir. İl Başkanları parti hiyerarşisinde de görev yaptıkları illerde milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kollarının da üstündedir. İl Başkanı partinin ildeki amiridir.
İl Başkanlarının Genel Başkan ve genel merkez yönetimi dışında herhangi birinden talimatla iş ve işlem yapması mümkün değildir.
Çukurova İlçemizde yaşanan olayla ilgili olarak da il başkanı olarak şahsımın Genel Başkanımız ve Genel Merkez yönetimimiz dışında bir iradenin etkisi altında kalması asla sözkonusu olamaz.
İl Başkanı olarak görev yaptığım süre içerisinde yönetim kurulumla birlikte, göreve başladığımız ilk günden bu yana her zaman parti içinde birliği, beraberliği, barış ortamını savunduğumuzu ve bu ortamı sağlayabilmek adına büyük bir özveriyle çalıştığımızı tüm kamuoyu yakından bilmektedir. Ancak il başkanı da bir insandır ve sabrının bir sınırı vardır. O sınıra geldiğinin de bilinmesi gerekir.
Ancak ne yazık ki “barış şart” gibi söylemlerle CHP’nin seçilmişlerini sosyal medyada tartıştıran partililerimiz aslında barış ortamını bizzat kendileri zedeleyerek Cumhuriyet Halk Partisi’ne en büyük zararı veriyorlar. Haksız bir şekilde yıpratılan, hırpalanan partiden kimseye yarar gelmez.
İrademiz dışında gelişen olaylarla ilgili, parti etiğine aykırı davranıp bireysel kaygılarla kendine siyasi alan yaratmak için, şahsım üzerinden mesnetsiz ve dayanaksız bir şekilde, CHP’nin kurumsal kimliğine saldıranları da bu davranışlarından men ederim.
Şahsıma ve örgütüme yönelik gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan, mesnetsiz ithamları aynen sahiplerine iade ediyorum.
Tüm Adana ve Cumhuriyet Halk Partisi ailesi bilir ki, Ayhan Barut olarak bugüne dek ne maddi ne manevi ne de siyaseten hiç kimseye organik bir bağımlılığım olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Hiç kimse bu tür yalan söylemlerde yanlış algı yaratıp kendine siyasi rant elde etmeye çalışmasın.
İl Başkanı ve il yönetim kurulu olarak her zaman parti tüzüğümüzün verdiği yetkiler çerçevesinde ayrım yapmaksızın tüm partililerimizin hakkını, hukukunu korumak, adaleti sağlamak için çalışıyoruz.
İl örgütü olarak hiçbir zaman keyfi şekilde bir iş ve işlem yapmadık, bundan sonra da parti tüzüğümüzün verdiği yetkileri bu sorumluluk bilinciyle tüzüğümüze uygun bir şekilde kullanacağız.
Kamuoyunda eksik ya da yanlış bilgilerden kaynaklı olarak yanlış anlaşılmalara neden olabilecek söylemlerden kaçınılması önümüzdeki seçimlerin selameti açısından da elzemdir.
Hangi görevde olursa olsun parti üyelerimizi kamuoyunda tartıştıracak söylemler yerine 2019’daki seçimlere odaklı paylaşımlara yönelmemiz partimizin elde edeceği başarı için önem arz etmektedir. Kaldı ki, Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl ve ilçe örgütleriyle ilgili hangi konuda olursa olsun doğru bilgi edinmek isteyen herkes için İl Örgütümüzün kapısı sonuna kadar açıktır.
AYHAN BARUT, CHP ADANA İL BAŞKANI”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°