Adana'dan 'Akil'ler geçti

Adana'dan 'Akil'ler geçti

Geçtiğimiz Perşembe günü Adana'da olağanüstü hallik bir görüntü vardı. Akil İnsanlar Akdeniz Grubu, Osmaniye'den sonra geldikleri Adana'da seri toplantılar düzenledi. Basın mensuplarının katıldığı ancak tamamının basına açık olmadığı(!) toplantı haberlerini farklı kaynaklardan okumuşsunuzdur.

Gelin isterseniz toplantı öncesi, toplantı anı ve sonrasında neler yaşandığına göz atalım.

***

Toplantı için, Turgut Özal Bulvarı Polis Evi Yanındaki Kaktüs Kent Tesisleri'nde hummalı bir çalışma yürütüldü. Ara sokakta bulunan tesislere girişler çok ama çok kontrollüydü. Toplantıya çağrılı basın mensupları ara sokaklarda konuşlanmış polis ekiplerinin 4 ayrı kimlik kontrolü ve kapıda yapılan üst, çanta aramasından sonra ancak içeriye girebildi. İki hafta önce yapılması planlanan fakat Gezi Parkı direnişçilerinin tüm Türkiye'ye yayılan haklı talepleri nedeniyle ertelenen toplantı 13 Haziran Perşembe gününe bırakılmıştı. Basın mensupları saat 16.00'da buluşmaya davet edildi ancak süreç istendiği gibi işlemedi. Heyeti, Osmaniye'den Adana'ya getiren minibüs arızası ve basından önce gerçekleşen sivil toplum örgütleri temsilcileri görüşmeleri uzayınca gazeteciler beklemeye koyuldu.

Çağrıyı karşılıksız bırakmayan medya temsilcileri belirtilen saatte tesislerde olmasına rağmen bekledi de bekledi. Birkaç gazeteci toplantıya katılmadan tesisten ayrıldı. Saat 17.15'i gösterdiğinde geri dönmek için kapıya yönelen diğer gazeteciler Rifat Hisarcıklıoğlu'nun danışmanı Hasan Erbay'ın ricasıyla geri döndü.

***

Sıkıntılı bir süreçten sonra nihayet toplantı başlıyordu. Toplantıda Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB Başkanı) Başkan Vekili Lale Mansur (sanatçı), Sekreter Tarık Çelenk (Stratejist), Kadir İnanır (sanatçı), Şükrü Karatepe (Eski Kayseri Belediye Başkanı), Muhsin Kızılkaya (Yazar), Öztürk Türkdoğan (İnsan Hakları Derneği Başkanı), Hüseyin Yayman (Siyaset bilimci) bulunuyordu.

Toplantı öncesi dışarıda bekleyen muhabirlerin görüntü almasına izin verildiği sırada Hisarcıklıoğlu'nun 'Basınla toplantı yapıyoruz ancak toplantı basına kapalı' cümlesi hem düşündürdü hem de güldürdü. Heyet üyeleri kemarelar karşısında görüşlerini dile getirdi ancak sıra davetli medya mensuplarına gelince muhabirler dışarıya çıkarıldı.

Tek tek fikirleri alınan gazeteciler dışarıda yaşananları tüm çıplaklığıyla heyet üyelerine anlattı. Çözüm sürecine ilişkin yapılan toplantıda medya mensuplarının 4 ayrı yerde kimlik kontrolünden ve üst aramasından geçirilmesinin bir çelişki olduğu vurgulandı. Öyle ya bu bir barış görüşmesiyse gazetecilere uygulanan yöntem reva mıydı?Nitekim başta Lale Mansur olmak üzere diğer üyelerden birçoğu da hak verdi gazetecilere.

***

Adanalı gazetecilerin geneli son altı ayda anaların ağlamamasını sevindirici bulurken sürecin 'şeffaf' ve 'sağlıklı' işlemediğine yönelik kaygılarını da dile getirdi. Akil insanları iktidar partisine biat eden grup olarak değerlendiren de oldu, Başbakan'ın Gezi Parkı olaylarından sonraki sert çıkışlarının çözüm sürecine olumsuz yansıyacağı görüşü de hakimdi. Özellikle, Başbakan'ın'Ben değişmem' cümlesinin ne anlama geldiği sorgulandı. Zira görüşleri alınan gazetecilerden bazıları değişmeyen bir Başbakan'ın kendi sözlerine itibar edip etmeyeceğini tartıştı. Yazar Muhsin Kızılkaya'nın iktidarı savunmaya geçmesi, Gezi Parkı direnişini  'hükümeti devirmeye yönelik bir girişim'olarak adlandırmasından öte Kürtler'in tamamını savaşan bir halk olarak lanse etmesi de dikkat çeken ancak yanlış bulunan farklı bir noktaydı.

Adana'daki toplantıda hükümetin süreç öncesinde, içerisinde ve sonrasında herhangi bir anlaşma ya da sözleşme yapıp yapmadığına ilişkin kaygılar da netlik kazanmadı elbette. Lale Mansur, Kadir İnanır ve Öztürk Türkdoğan'ın'iktidara biat edenlerdensiniz' cümlesine şiddetle karşı çıkması da başka bir konuydu.

***

Sürecin en keskin noktasını birkaç aydan bu yana 'evlere ateş düşmemesi ve anaların ağlamaması' sonucuna bağlayabiliriz. Nitekim akil insanların da çıkış noktası buydu. Ancak nasıl ilerlendiğine yönelik net açıklamalar olmadığını hepimiz biliyoruz. Akil İnsanlar Grubu'nun da sürecin işleyişiyle ilgili bilgileri olmadığını gördük. 'Sizin özgün ve özgür fikirlerinizi kaydedip Başbakan ve ekibine bildirmekle yükümlüyüz, gerisi onların takdirine kalmış' cümlesi aslında süreçle ilgili detayları bilmediklerinin apaçık göstergesiydi.

Sonuç olarak; Adanalı gazetecilerin hem misafirperverlik örneği gösterip hem de eleştirilerini sıraladığı, görüşmelerin bir parçası olan hatıra fotoğrafı isteğini de kabul ettiği bir toplantıyı geride bıraktık. Bakalım devamında neler olacak.

Yine bize beklemek düşüyor...

İyi haftalar...

(17 Haziran 2013 Pazartesi)

SATIR ARASI

M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net

 

adanaulus

16.06.2013 00:43:59

YAZARLAR


TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU

ADANABÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİS ÜYE LİSTESİ

MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİNDE ÇAKIROĞLU GÜVEN TAZELEDİ

DEMİRSPOR SAMSUN’DAN BİR PUANLA DÖNÜYOR

BANU AVAR’DAN UNDP’NİN "YARININ KÖYLERİ" PROJESİNE TEPKİ

10 BİN ÇOCUK KORUYUCU AİLEDE

MHP ADANA İL BAŞKANI KANLI’DAN “SİNEK” SORULARI!

MİLYONLAR KARNAVAL İÇIN ADANA’DA BULUŞTU

ADANA’DA KARNAVAL KORTEJİNDE RENKLİ GÖRÜNTÜLER