Bomba denen maddeye tepik vuran bir topluluktur Adanalı.

Vatandaş dama çıkıyor açım diye, atla, atla diye tempo tutan topluluklar var.

Dün bir dostum ciddi, ciddi “Abdest alıp namaz kılarsan” korona ne ki demez mi?

Ellerini kolonya ile temizleyip, alkol olmaz mı deyip hele de bunu ne fark eder deyip ağızdan alıp komalık olanları gördük.

Yine çok güldüğüm bir çekim gördüm, yatmadan 99 kere korona orana, burana …. Diyen bir topluluktur Adanalı.

Adamın biri tee, Japonya’da otobüs durağında gel, gel Özal bulvarı diye tempo tutanın Adanalı olduğu açıklandı.

İki dakika önce, sanki korona aşısını bulmuş gibi tokalaşmayın, öpüşmeyin deyip giderken herkesle öpüşüp gidenlerin şehridir Adana.

Körfez savaşı sırasında sirenler çalınıp bomba paniği yaşandığında, sığınağa kaçacağına bomba nereye düşecek diye koşanların kenti.

Şimdi,

Bu kadar konulara mizansen bakan bir kentten Korona Virüsüne de ciddi bakılması beklenemez. “Korona gelmiş neyime, ben bakarım keyfime” diyenler azınmayacak kadar çoktur bu şehirde.

Hele de, sağlık örgütleri 30 derecede yaşayamayan bu virüs deyince, “saldım çayıra Mevla ayıra” misali yaşayanların şehri Adana.

Kimine göre büyük köy, kimine göre nereye gidersen geri döndüğün canım kentimdir Adana.

Yıllarca neden oy vermedin diye yatırımın yapılmadığı kentte en yakın seçimde daha da az oy verenlerin kenti.

Yani,

İnatlaşma benimle diyen, gururlu, sevecen ve cesurların Başkentidir Adana.

O yüzde bu kente korona ne ki;

“Gelmiş, hoş gelmiş, geleceği varsa göreceği de var” diyenler neden nisanda Adana’da portakal çiçeği karnavalı iptal oldu diyenlerin kızgın olduğu kenttir.

Şimdi, mizansen olabilir konu, ama Dünya’nın ne kadar tehlikede olduğunu tabiat olarak insanlara ders verdiğini gördük. Silah üretip insanların kökünü kazımaya çalışan ülkelerin, korona yüzünden insanlığı kurtarmaya çalışma niyetleri ne denli ciddidir? onu anlamak gerek.